| Hayat boyu yoksulluk içinde yaşamana, iyi bir yemek için başkalarından gelecek sadakaya muhtaç kalmana nasıl razı olurum? | Open Subtitles | هل تعتقدين بأنني سأجعلك تعيشين حياة الضنك طيلة حياتك . وتعتمدين على إحسان الآخرين لتحصلين على وجبات الطعام الجيدة |
| Tam belli değil, giysileri koyu renk. boyu hedeften kısa olabilir. | Open Subtitles | لا يُمكنني الجزم، الملابس سوداء ربما الطول أقل من طول الهدف |
| Söylentiye göre sebep olduğu birkaç sorun yüzünden Odin tarafından ömür boyu cezalandırılmış. | Open Subtitles | على افتراض أنه سبب المشاكل فقد أبعده أودن عن قاعة الولائم إلى الأبد |
| Hayat boyu cezalıyım ama bir gün daha gizlice çıksam ne olur ki? | Open Subtitles | نعم، أنا مُعاقب لمدى الحياة. لكن ماذا سيفعلون إضافة يوم آخر من التسلل؟ |
| Kafaya yenilen bilir rahibe, insanın ömür boyu çivisini çıkarabilir. | Open Subtitles | ضربة في الرأس يمكنها أن تجعل الرجل غريب لبقية حياته |
| Farklı ışık türlerinin hepsi dalgalardır, yalnızca farklı dalga boyu ve frekansa sahiplerdir. | TED | مختلف أنواع الضوء هي كلها الموجات، إنّها فقط تتميّز بطول الموجة والترددات المختلفة. |
| Bir dalganın boyutuna, dalga boyu denir ve gelme sıklığına ise onun frekansı denir. | TED | حجم الموجة يسمّى طول الموجة، وعدد مرات قدومها يسمّى بالتردد. |
| boyu neredeyse 160 cm olan, minik sarışın bir dinamoydu. | TED | لقد كانت دينامو صغيرة الحجم شقراء، والتي بالكاد تبلغ ثلاثة خمسة أقدام. |
| Verilen ölüm cezası, ömür boyu ağır hapis cezasına çevrilecek. | Open Subtitles | ستخفف عقوبته من الإعدام إلى الأشغال الشاقة المؤبدة مدى الحياة. |
| Çünkü aşıkların bir ömür boyu birlikte olmaları çok güzel. | Open Subtitles | لأنه لأمرٌ رائع عندما يبقى العاشقين مع بعضهما طيلة حياتهما |
| Peki eğer dövme deride yaşam boyu kalacak şekilde yapılıyorsa, onu silmenin bir yolu olabilir mi? | TED | لكن إذا كانت الوشوم تبقى في جلدك طيلة الحياة ، فهل هناك طريقة لإزالتها ؟ |
| Buna benzer bir gezegen gün boyu buna benzer yörüngeler çizer. | TED | إن كوكبًا كهذا سيتّخذ مداراتٍ مثل تلك طيلة عمره. |
| Bunu tabii ki boyu hesaplamak için ya da kanınızdan güzel bir resim çekmek için yapmıyoruz. | TED | بالتأكيد نحن لا نقوم به لتوقع الطول أو استخراج صور جميلة من عينات دمك. |
| Birbirine yakın dalgalar arasındaki uzaklığa dalga boyu denir. | Open Subtitles | المسافة بين الموجات المتجاورة تُسمى الطول الموجي |
| Ama burada durup şunu söylüyorum: Şu anda gemiyi kaçıranlar, ömür boyu kaçıracaklar. | TED | ولكن انا واقفة هنا وأقول ان أولئك الذين يفوتون القارب الآن ، سيفوتونه إلى الأبد. |
| Ömür boyu burada kalamazsın herhalde. | Open Subtitles | من الجلي أنه لا يمكن لكِ أن تبقي هنا الى الأبد |
| - Verdiğin sözler kalacak. Kan davaları ömür boyu sürer. | Open Subtitles | الوعود التي قطعتها ستصمد لكن النزاعات الدموية تستمر لمدى الحياة |
| Seni üstsüz görürse, ömür boyu bu korkuyla yaşar. Kendimden biliyorum. | Open Subtitles | إذا رآك عارية سيصاب بالرعب لبقية حياته أنا اعرف اني كذلك |
| 2 metre boyu var, 150 kilo saf kastan oluşuyor. | Open Subtitles | بطول 6 أقدام وعرض عشرة و 300 باوند من العضلات |
| Bir penisin boyu onun için bir sorunmuş gibi. | Open Subtitles | كما لو أن حجم القضيب يشكل مشكلة بالنسبة له |
| Bu durum sadece yüzeyi etkilediği için, dalgaların boyu ve hızı kısıtlanmıştır. | TED | ولأنها تؤثر فقط على السطح، فالأمواج محدودة الحجم والسرعة. |
| O halde, seni Canavar Adası'nda hayat boyu dehşete mahkum ediyorum. | Open Subtitles | في هذه الحالة، أعلن عقوبتك رعب مدى الحياة في جزيرة الوحوش |
| En az benzeyenler ayıklanınca, algoritma geriye kalanlara mutasyon ve yeniden düzenleme işlemleri uygular; oluşan yeni nesilden en benzer, yani en uygun olanları seçer. Bunu nesiller boyu tekrarlar. | TED | ما إن تتم برغلة الترانيم الأقل مماثلة، يمكن للخوارزمية إعادة تطبيق تغيّر وإعادة تجميع ما تبقى، وتحديد أكثرها مماثلةً، أو الأنسب منها، مجدداً من الجيل الجديد، وتكرار ذلك لعدة أجيال. |
| Yıl boyu kış mı olacak sanmıştın? | Open Subtitles | هل إعتقدتِ أن الشتاء سيبقى على مدار السنة؟ |
| Eğer yardım etmeme izin vermezsen, ömür boyu sakat yaşarsın. | Open Subtitles | إذالمتتركنيأساعدك، لسوف تكون كسيح مدي الحياة. |
| Dalga boyu tetiği ayarlıyorum burada çalışır mı diye bakmak için. | Open Subtitles | إنني أغير طولها الموجي لأرى إن كان يمكن أن تعمل هنا |
| Bu gördüğünüz boyu 60 santimetreye yaklaşan fil yamı çiçeği. | Open Subtitles | ارتفاع حوالى 60 سنتيمترا , وهذا هي زهرة البطاطا الضخمة. |
| Sana kalsa gün boyu mağarada kalıp çamur keklerinde sana yardım etmesini tercih edersin. | Open Subtitles | أنت بالأحرى هو نايم حول الكهفِ طِوال النهار بيسَاعَدَك بكتل الطينِ ؟ |