| Fırtına temel soğutucu sistemini bozmuş olabilir. | Open Subtitles | العاصفة من الممكن ان تكون تسببت فى عطل لنظام التبريد الرئيسى. |
| Aradığımız adam, kameralara yakalanmadan onlardan birini bozmuş yani bir kör nokta biliyor olmalı. | Open Subtitles | الرجل الذي نبحث عنهُ عطل كاميرات المراقبة بدون أن يتم تصويرهُ لذا هو بالتأكيد يعرف وجود النقاط العمياء |
| Hata veriyor. Yine veri tabanını bozmuş. | Open Subtitles | خطأ في الاشارات لقد عطل قاعدة البيانات مرة أخرى |
| Depoyla kafayı bozmuş ve onunla kalmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | انها مهووسة بالمستودع ، و انا لن اسمح لك تبقى معها . ماذا ؟ |
| Aklını, kasımpatı nakışıyla bozmuş. | Open Subtitles | يبدو انها مهووسة بتطريز الاقحوان |
| Yangın, tuvalette başlamış, egzoz sistemini bozmuş. | Open Subtitles | الحريق بدأ في الحمام أتلف نظام التخلص من العادم |
| Cavendish neden Komançiler anlaşmayı bozmuş gibi gösteriyor? | Open Subtitles | لمَ سيجعل (كافنديش) الأمر يبدو وكأن قبائل (كومانشي) نقضوا المعاهدة؟ |
| Fırtına temel soğutucu sistemini bozmuş olabilir. | Open Subtitles | ربما تسببت العاصمة في عطل لنظام التبريد الأساسي. |
| Sarsıntı kuark maddeyi bozmuş. Elektromanyetik izolatörler çöküyor. | Open Subtitles | حسناً الارتجاج عطل المادة الفعالة العوازل الكهرومغناطيسية يقع |
| Sarsıntı kuark maddeyi bozmuş. Elektromanyetik izolatörler çöküyor. | Open Subtitles | حسناً الارتجاج عطل المادة الفعالة العوازل الكهرومغناطيسية يقع |
| O beni gerçekten ne dersem dinliyor... Olamaz, direksiyonu bozmuş! | Open Subtitles | إنها في الحقيقة تستمتع لما أريد.. لا, لقد عطل أداة التوجيه! سنصطدم! |
| Amiral! Dümen zincirini bozmuş. | Open Subtitles | سيدي العميد، لقد عطل سلاسل الدفه |
| Amiral! Dümen zincirini bozmuş. | Open Subtitles | لقد عطل سلسلة الدفة أيها العميد |
| Tamamıyla bencil düşünceyle kafamı bozmuş olmam. | Open Subtitles | أنا مهووسة بفكرة أنانية بالكامل |
| Tüm okul kafayı senle bozmuş. | Open Subtitles | وكأن المدرسة بأجمعها مهووسة بك |
| Tuhaflar'dan birinin eşi kafayı Faberge'larla bozmuş. | Open Subtitles | "أحد أعضاء "الرفاق الغرباء " لديه زوجة مهووسة ببيض "فابرجيه |
| Tuhaflar'dan birinin eşi kafayı Faberge'larla bozmuş. | Open Subtitles | "أحد أعضاء "الرفاق الغرباء " لديه زوجة مهووسة ببيض "فابرجيه |
| Sonunda Vicodin karaciğerimi bozmuş mu diye. | Open Subtitles | في حالة إن كان أتلف الفيكودين كبدي |
| Arabayı bozmuş. | Open Subtitles | لقد أتلف السيّارة! |
| Belki de Komançileri anlaşmayı bozmuş gibi göstermek istemiştir. | Open Subtitles | على الأرجح أرادوا جعل الأمر وكأن الـ (كومانشي) نقضوا المعاهدة |
| Mildrith, Danlar ateşkesi bozmuş. | Open Subtitles | -ميلدريث)، الدنمركيين نقضوا الهدنة) |