| Yani, babası yeni öldü, uyuşturucu sorunu var muhtemelen bir nevi manik depresif bozukluğu var ve açıkçası birkaç tahtası eksik olabilir ama o bir yetişkin. | Open Subtitles | أعني, والده توفيّ للتو, ولديه مشاكل في إدمان المخدرات, .ومن المحتمل أن لديه إضطراب الهوس الإكتئابي |
| Devamlı birini öldürmek için can atıyor büyük ihtimal travma sonrası stres bozukluğu var ve alkolik. Barut fıçısı ne zaman patlayacaktan ziyade, ne zaman patlayacak. | Open Subtitles | ربما لديه إضطراب ما بعد الصدمة , وربما مدمن خمور بكل حال الحمولة ستنفجر ولكن متى |
| Bayan arkadaşımda kişilik bozukluğu var. | Open Subtitles | صديقتي لديها اضطراب في الشخصية |
| Noel Baba'nın karısı dışında çünkü onda yeme bozukluğu var! | Open Subtitles | عدا زوجة (سانتا) لأن لديها اضطراب في الأكل |
| Anterior Kortekste hafif bir perfüzyon bozukluğu var. | Open Subtitles | لقد أجرينا فحص الرنين المغناطيسي هناك قلة تدفق بالدم في القشرة الامامية |
| Muhtemelen obsesif kompülsif kişilik bozukluğu var. | Open Subtitles | تقريبا 35 الى 50 على الاغلب عانت من وسواس قهرى لم يتم علاجه |
| Çocukta travma sonrası stres bozukluğu var. Birine açılmalı. | Open Subtitles | الفتاة تعاني من اضطراب ما بعد الصدمة تريد التحدث مع شخص ما |
| - Genetik bozukluğu var. | Open Subtitles | لديها اضطراب وراثي |
| Karımın bipolar bozukluğu var. | Open Subtitles | زوجتي لديها اضطراب ثنائي. |
| MR çektik. Ön kortekste hafif bir perfüzyon bozukluğu var. | Open Subtitles | لقد أجرينا فحص الرنين المغناطيسي هناك قلة تدفق بالدم في القشرة الامامية |
| Olmaz, adamın yeme bozukluğu var. | Open Subtitles | إن الرجل آكل قهرى |
| Konuşma bozukluğu var mı? Yok. | Open Subtitles | أو اضطراب في الحديث؟ |
| Travma sonrası stres bozukluğu var sende. | Open Subtitles | إنك تعاني من اضطراب ما بعد الصدمة |
| Liam bence, sende travma sonrası stres bozukluğu var. | Open Subtitles | (ليام) أنا أعتقد أنك تعاني . من اضطراب ما بعد الصدمة |