| Charles, Bu akşamki 2. köpek yarışı için bir tüyo aldım, ilgilenir misin? | Open Subtitles | السباق حامي يا تشارلز .. يوجد كلب في السباق الثاني هذه الليلة .. |
| - Bu akşamki destek toplantısında olanları konuşmak ister misin? | Open Subtitles | اتريدين التحدث حول ما حدث في هذه الليلة بإجتماع الدعم |
| Bu akşamki gazetede nefis bir hikaye var. | Open Subtitles | 30 لم ابدأ بعد هنالك قصه عجيبه في جريدة هذا المساء |
| Bu akşamki ilk hikayemiz Hollywood'un en sevdiği üç G ile ilgili. | Open Subtitles | أهم أخبارنا هذا المساء عن أحدث حفلات هوليود |
| C.A. Rotwang Bu akşamki konuğu olması için Bay Joh Fredersen'i davet eder. | Open Subtitles | يطلب سي . إيه . روتوانج من السيد جوه فريدريسن أن يكون ضيفه لهذه الليلة |
| Doğru, Bu akşamki açılış için öyle çok heyecan yapmayacaktık. | Open Subtitles | صحيح، ليس من المفترض علينا أن نتحمّس عن إفتتاحنا اللّيلة. |
| Ama Bu akşamki partimle ilgili hiçbir anlama gelmiyor.. | Open Subtitles | ان هذا سيكون سيئا بالنسبة لحفلة العشاء هذه الليلة |
| Bu akşamki işiniz de bittiğinde büyük bir müttefikim olacak | Open Subtitles | .. عندما ينتهي عمل هذه الليلة سيكون لديّ حليفاً |
| Bu akşamki parçamı dinledikten sonra beni o topun ağzından indirirsin diyorum. | Open Subtitles | ربما عندما سترين الفقرة هذه الليلة ذلك الخيط سيتحول إلى حبل |
| Sana Bu akşamki davranışından sonra onu çay içmeye davet edemem sanırım. | Open Subtitles | حسنا ً، بعد أن قطعت عليك الطريق هذه الليلة فلن أرفض لك أي دعوة لتناول الشاي. |
| Buck'la yaptığımız anlaşmaya göre sadece Bu akşamki hâsılat ederindeki parayı bulamazsa meblağ maaşından düşülüp bir hayır kurumuna bağışlanır. | Open Subtitles | ان الاتفاق مع باك هو أنه إذا لم يتمكن من العثور على أمواله مايعادل كلفة هذه الليلة فقط |
| Bu akşamki şampiyonada sana ihtiyacımız var. | Open Subtitles | و نحن بحاجتكَ لتحل مكانه، في البطولة هذه الليلة. |
| Bu akşamki ilk konuğumuz... Frankie Avalon. | Open Subtitles | ضيفنا الأول في هذا المساء هو فرانكي آفالون |
| Bu akşamki makarnamız mürekkep balığı ile süslenmiş... | Open Subtitles | المقبلات هذا المساء فطائر الحبار الملفوفة مع مرقة عشب الليمون الثخينة |
| En azından Bu akşamki performansımıza içebiliriz. | Open Subtitles | حسناّ، نحن على الأقل نشرب من أجل عمل هذا المساء. |
| C.A. Rotwang Bu akşamki konuğu olması için Bay Joh Fredersen'i davet eder. | Open Subtitles | يطلب سي . إيه . روتوانج من السيد جوه فريدريسن أن يكون ضيفه لهذه الليلة |
| Bu akşamki davetler. Üç seçeneğin var. | Open Subtitles | الان دعواتك لهذه الليلة لديك ثلاث خيارات |
| Bu akşamki vaazın için insanlar şimdiden yer bulmakta zorlanıyorlar. | Open Subtitles | بدأ الناس بالبحث فعلاً عن مقاعد لخطبتك اللّيلة. |
| Frasier, Bu akşamki resepsiyon konferansın en önemli kısmı. | Open Subtitles | فرايزر، الإستقبال اللّيلةِ الأكثر الجزء المهم. |
| Bu akşamki yolculuk planlarınızda küçük bir değişiklik oldu. | Open Subtitles | سيكون هناك تغيير بسيط في خطط سفركم لهذا المساء |
| Bu akşamki randevunda ikimizin boşanmış bir çiftle çıkıyor olması konuşulur mu sence? | Open Subtitles | إذاً الليلة في موعدك هل تحدثتم عن حقيقة أننا نواعد زوجين مطلقين ؟ |
| Bu akşamki tek arıza, sizin burada olmanız. | Open Subtitles | والتشويش الوحيد الذي حظيته به الليلة هو انتِ |
| Bu akşamki operasyon için bilgi vermeye mi geldin? | Open Subtitles | هل أتيت إلى هنا لتطلعني على عملية الليلة ؟ |
| Bu akşamki parti için yapacak çok işim var, vaktimse çok dar! | Open Subtitles | هناك الكثير لفعله قبل الحفلة الراقصة الليلة, و وقت قليل جداً! |
| Ayrıca ikimiz de biliyoruz ki Bu akşamki yarışmayı kazanmama imkan yok. | Open Subtitles | بجانب ذلك كلانا يعلم لا يوجد فرصة نهائيا بالفوز بالمسابقة الليلة |
| İnanması zor ama Bu akşamki dövüş Atlantic City Arena'sının vedası sayılır. | Open Subtitles | إنه من الصعب التصديق ولكن مباراة الوزن الثقيل الليلة تعتبر أهم الاحداث على الحلبة الكبيرة لمدينة أطلانتا القديمة |
| Bu akşamki yemek güzeldi_BAR_ama eğlenceli değildi. | Open Subtitles | عشاء الليلة كان عريضا، لكنه لم يكن ممتعا، أليس كذلك؟ |