bu demek oluyor ki bu insanlar senin o bisikletteki küçük zil olarak kalman için takılman gerekn insanlar, dostum. | Open Subtitles | مما يعني أن هذا النوع من الأشخاص الذي سيجب عليك أن تتسكع معهم لتكمل كونك الجرس الصغير على دراجتها يا رجل |
- Çok doğru ve bu demek oluyor ki bu yaratık aslında hiç doğmamış. | Open Subtitles | وهذا يعني أن هذا المخلوق لم يولد أصلاً |
Sanırım sen Chloe oluyorsun ve bu demek oluyor ki bu da senin. | Open Subtitles | أظن أنك "كلووي" أليس كذلك؟ يعني أن هذا الواحد لكِ |
Bu demek oluyor ki, bu akşamki eğlencemizi o seçecek. | Open Subtitles | وهذا يعني أنه سيختار وسيلة الترفيه الليلة |
Moratoryumunuz olsun, CO2'yi yakalayıp depolayamayan, kömürle çalışan yeni santrallerimiz olmamalı. Ve bu demek oluyor ki bu yenilenebilir kaynakları bir an evvel kurmalıyız. | TED | عليكم أن تكون لكم وقفة – يجب ألا يكون لدينا أي مصانع لإنتاج الفحم لا يمكنها السيطرة على ثاني أكسيد الكربون وتخزينه. وهذا يعني أنه يجب أن نبني هذه المصادر المتجددة بسرعة |
bu demek oluyor ki bu işi rastgele yapıp nesillerce ne olacağını gözlemlemek yerine, özel genler ekliyoruz, özel proteinler ekliyoruz ve yaşam kodunu oldukça planlanmış amaçlar için değiştiriyoruz. | TED | وهذا يعني أنه عوضاً عن فعل الأمور بعشوائية و تراقب ما يمكن أن يحصل عبر الأجيال نقوم هنا بإدخال جينات محددة و بإدخال بروتينات محددة و نقوم بتغير "شيفرة الحياة" لأسباب محددة و مقصودة |