| Bu filme esin kaynağı olan bu umuttur. | Open Subtitles | كـان الدافع وراء هذا الفيلم والأمل في القـائمين بـه |
| Her şey Bu filme bağlı. | Open Subtitles | اسمي يتوقف على هذا الفيلم ولو فشلت سأعود هيوستن خائب الرجاء |
| Bu filme göre Matthew Ross bu adamlardan biriydi, | Open Subtitles | حسب هذا الفيلم ماثيو روس كان احد هؤلاء القوم المعلّمون |
| Üstelik bir daha Bu filme dönmek zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | ولن تعود إلى ذلك الفيلم مرة أخرى |
| Erin Bruner bu davanın bilgilerini bir tıp ve antropoloji uzmanıyla paylaştı. Bu uzmanın Emily Rose'un hayatı ve ölümü ile ilgili çalışmaları Bu filme esin kaynağı olmuştur. | Open Subtitles | تشاركت إيرين برونر بملفات القضية مع خبيرة وباحثة طبية وعالمة أجناس بشرية وكتبوا بحثاً ونشروه عن حياة وموت إيميلي روز الذي أقتبس منه هذا الفلم |
| Ursula Nyquist ile arkadaş oldum ve o Bu filme ve görkemli sahnesine çok güveniyor, ki o sahne kesildi. | Open Subtitles | لقد أصبحت صديقة أورسولا نايكويست وهي تضع آمالاً كبيره على هذا الفيلم ومشهدها الأكبر أقتطع من الفيلم |
| İkimiz de Bu filme çok para yatırdık. | Open Subtitles | نحن كلأنا استثمرنـا الكثير من المـال على هذا الفيلم |
| Bu filme gitmek için bir sürü sebep sayabilirim. | Open Subtitles | هناك الكثير من الأسباب تبيّن . أنه مسموح لي أن أشاهد هذا الفيلم |
| Eğer özellikle istemiyorsan, Bu filme girmek zorunda değiliz.. | Open Subtitles | لا ينبغي علينا رؤية هذا الفيلم ان كنت لا تريد رؤيته. |
| Stephanie gibi insanlara ulaşmaya çalıştım, ama Bu filme katılmak istemedi. | Open Subtitles | حاولت الوصول إلى الناس مثل ستيفاني، لكنها لم ترغب في المشاركة في هذا الفيلم. |
| Tek bir skandal Bu filme insanları çekebilir ama elimizde hiçbir şey yok. | Open Subtitles | يدور عن إمرآه الفضائح فقط هي التي ستدفع الناس لمشاهدة هذا الفيلم |
| Bu filme para yatırdığım için yönetmenle konuşmaya gittim. | Open Subtitles | ولكني ذهبت اليه وقلت له أني امول هذا الفيلم |
| Bu filme bir şarkı lazım ve son çare bizleriz. | Open Subtitles | يحتاج هذا الفيلم إلى أغنية ونحن أمله الأخير. |
| Görüyorum ki Bu filme hazırlanmak için çok uğraşmışsınız. | Open Subtitles | أرى أنك عملت كثيراً في إعداد هذا الفيلم |
| Sen de, Julian da Bu filme çok emek verdiniz, biliyorum. | Open Subtitles | أدرك أنكما ثابرتما في هذا الفيلم |
| Sen de Bu filme çok emek verdin. | Open Subtitles | أنتِ ثابرت أيضاً في هذا الفيلم |
| Bu filme benimle geldiğin için acayip teşekkürler. | Open Subtitles | شكراً جداً لقدومكِ معي إلى هذا الفيلم |
| Üstelik bir daha Bu filme dönmek zorunda kalmayacaksın. | Open Subtitles | ولن تعود إلى ذلك الفيلم مرة أخرى |
| Bu filme girmez umarım. | Open Subtitles | اتمنى ان لاتكون جزء من هذا الفلم |
| Sana söyledim, Bu filme seninle gitmek istemiyorum. | Open Subtitles | قلت أنا لن أذهب معك لهذا الفيلم |