| İşim gereği sıkça gittiğim Paris'te ya da Londra'da... kolayca satabilirim bu kolyeyi. | Open Subtitles | بسهولة سوف أبيع هذه القلادة في باريس أو لندن في العادة عملي هناك |
| bu kolyeyi özel bir güne ayırmıştım ama mahvettin onu! | Open Subtitles | أردت توفير هذه القلادة لمناسبة ولكنك أفسدتها. |
| bu kolyeyi biz nişanlıyken Kana için yapmıştım. | Open Subtitles | لقد صنعت هذه القلادة الى جدتك عندما خطبتها |
| Al, Lajju.. git ve bu kolyeyi daha kazanmadan önce Arjun'un boynuna tak. | Open Subtitles | هنا، لاجو . إذهب وضع هذا العقد حول رقبة ارجون حتى قبل ان يربح |
| Ve ben de senin için kaldırmak istiyorum, kayıp bürosundan bu kolyeyi almama izin verdiğin için. | Open Subtitles | وانا اريد ان اشرب نخبك لانك جعلتنى اخذ هذا العقد بعد ان لعبنا لعبة البحث عليه |
| bu kolyeyi takan kızı bul, kundakçı odur. | Open Subtitles | لو وجدت فتاه ترتدي هذا العقد فهي الحارقه |
| Ama yaklaşık bir ay önce bayanın biri bu kolyeyi, tamir ettirmek için getirmişti. | Open Subtitles | لكن جلبت امرأة هذه القلادة لتصليح المفصلة منذ حوالي شهر |
| Wilfred bu kolyeyi o sene vermişti. | Open Subtitles | انه تلك السنة اللي اعطاني فيها ويلفريد هذه القلادة |
| Aradığım bir şeyi bulmak için bu kolyeyi kullanıyordum, buldum da. | Open Subtitles | أستخدم هذه القلادة لإيجاد شيء أبحث عنه، وقد وجدته. |
| bu kolyeyi annene senin doğduğun sabah vermiştim. | Open Subtitles | أعطيت أمكِ هذه القلادة بالصباح الذي ولدتِ فيه, |
| Eğer bu kolyeyi boynuna takarsam benim olacaktın. | Open Subtitles | إذا وضعت هذه القلادة حول عنقكِ، ستكونين لي |
| Doğum günümde ailem bana bu kolyeyi almıştı. | Open Subtitles | والداي أهدوا ليّ هذه القلادة في عيد ميلادي. |
| bu kolyeyi sana mı verdi? | Open Subtitles | لكني بحاجة لسؤالك ...هذه القلادة أعطاها لك ؟ |
| İlki çok aptalcaydı-- beni bu kolyeyi çalmakla suçladı. | Open Subtitles | وردت أمور سخيفة في البداية تتهمني بسرقة هذا العقد |
| Geri geldiğim zaman bu kolyeyi Bayan Morehouse'a geri vereceğiz. | Open Subtitles | , وعندما اعود سنعيد هذا العقد إلى السيدة مورهاوس |
| Ben küçükken... bu kolyeyi taktığında gözlerimi ondan alamazdım. | Open Subtitles | حين كنت فتاة صغيرة، اعتدت أن انظر إليها وهي ترتدي هذا العقد |
| O bu kolyeyi kayınbiraderinin evleneceği kıza takmasını isterdi. | Open Subtitles | تمنت أن ترتدى زوجة نسيبها هذا العقد |
| O bu kolyeyi kayınbiraderinin evleneceği kıza takmasını isterdi. | Open Subtitles | تمنت أن ترتدى زوجة نسيبها هذا العقد |
| bu kolyeyi bana kim vermişse, beni sevmiş olsa gerek. | Open Subtitles | من أعطاني هذا العقد ، لا بد أنه أحبني |
| bu kolyeyi Ocean City'ye yaptığımız gezide bir hediyelikçide bulduk. | Open Subtitles | وجدت ذلك العُقد في متجر للحلى خلال رحلة إلى مدينة المُحيط |
| Her ne olursa olsun bu kolyeyi koru. | Open Subtitles | لذلك علي دونان ان تتأكد من حماية هذة القلادة |
| bu kolyeyi eski sevgilin vermişti değil mi? | Open Subtitles | هذه القلاده .. لقد قدمت لك من قبل صديقك القديم اليس كذلك؟ |