| Ama aslında bu resim tamamen, farklı yerlerin fotoğraflarının birleştirilmesiyle meydana geldi. | TED | لكن في الواقع هذه الصورة مركبة بالكامل من صور من أماكن مختلفة |
| Bu yüzden, Diana, Dodi ve onların hayal edilen melez çocuklarının resmini yarattım. Ve büyük bir halk pretestosuna sebep olan bu resim ortaya çıktı. | TED | و لذلك صنعت صورة لديانا و دودي و ابنهم المزعوم و تم نشر هذه الصورة مما تسبب في غضب عارم من الجمهور في ذلك الوقت. |
| bu resim gerçekten bulanık, özür dilerim, bunu çektiğimde kötü bir soğukalgınlığı yaşıyordum. | TED | هذه الصورة غامضة بالفعل، أنا أعتذر، كان لدي نزلة برد حادة عندما التقطها. |
| Ama bu resim iyi kalite bir tuvale yapılmış. | Open Subtitles | لكن هذه اللوحة رسمت على قماش رفيع المستوى. |
| bu resim, bir gün, gerçek bir sanat eserine dönüşebilir. | Open Subtitles | يوماً ما يمكن أن تصبح هذه اللوحة . قطعة فنية مشهورة |
| Zehirli dumanlar yüzünden gaz maskesi takmak zorunda kaldım. Tahminimce bu resim haricinde. | TED | كان علي إرتداء قناع للغاز، بسبب الغازات السامة، أظن فيما عدا تلك الصورة. |
| bu resim, 20 yıl geçmesine rağmen hala banyoları değiştirmemiş olduklarını gösteriyor. | Open Subtitles | هذه الصوره .. التي تُظهر أنهم لم يغيروا الحمَّامات خلال عشرين سنه |
| bu resim çekildiğinde, yaklaşık bin tane, kadın ve erkek çalışanı vardı. | Open Subtitles | فى وقت التقاط هذه الصورة كان يوظف الاف من الرجال و النساء |
| bu resim 14. yüzyıla ait bir parfüm damıtımını gösteriyor. | Open Subtitles | تُظهر هذه الصورة معمل تقطير عطر في القرن الرابع عشر |
| bu resim daha koyu bir zenci normal bir zenciden tehlikeli algısını yaratıyor. | Open Subtitles | هذه الصورة تقود للفهم بأن هذا الرجل الأسود كثيراً هو أخطر رجلٍ اسود. |
| bu resim size göstermek istediğim plastikleri ben orda bulunmadığım için tam gösteremiyor. | TED | هذه الصورة لا تظهر تماماً ما أريد أن أظهره لأني لم أكن هناك بنفسي |
| bu resim bebeği kucağıma alıp annesine getirmemden saniyeler sonra çekildi. | TED | ان هذه الصورة تتبع عملية الولادة بثواني وكان الطفل بين يدي .. واحضرته إلى زوجتي |
| bu resim bir istiridye tezgahının resmi, bugünün her yerde bulunan hotdog tezgahları gibiydi. | TED | هذه الصورة هو صورة من بطاقة المحار، التي هي الآن في كل مكان مثل عربة الهوت دوغ عليه اليوم. |
| bu resim size bulanık koca bir leke gibi görünüyor olabilir, ama aslında beni bu konuda çok heyecanlandıran resimlerden biri doğru yolda olduğumuzu hissetmemi sağladı. | TED | و في هذه الصورة, التي تبدو كبقعة لك, هي حقا الشئ الذي جعلني مندهشا بهذا و جعلني أشعر كأنني على خط السير الصحيح. |
| Şimdi, bu resim sanat mı pornografi mi? | Open Subtitles | الآن، هذه اللوحة هناك أهي فن أم صورة إباحية؟ |
| Çünkü bu resim kainatın en harika ve büyülü... olaylarını kayda alan bir resimdir. | Open Subtitles | لأنه يعتقد أن هذه اللوحة رقماً قياسياً واحدة من الأحداث الأكثر إثارة وسحراً في الكون. |
| bu resim neredeyse 70 yıldır kayıptı. | Open Subtitles | هذه اللوحة كانت مختفية لما يقارب الـ70 عاماً |
| Sizinle paylaşacağım bu resim göreceğiniz üzere, savaşta geçirdiği zamanlara ait değil. | TED | تلك الصورة التي ترونها، ليست وهو فى ساحة المعركة. |
| bu resim bütün ilkeye dağıtlıldı. | TED | وقد تم ارسال تلك الصورة عبر البلاد كلها |
| Peki bu resim sizde nasıl bir izlenim bırakıyor? | Open Subtitles | وما هى المشاعر التى تستحضرها هذه الصوره ؟ |
| bu resim yarın açık arttırmaya çıkacak ve satılırsa ön kapıdan çıkar gider. | Open Subtitles | تلك اللوحة ستذهب للمزاد غداً وسوف تباع وتخرج من الباب |
| bu resim birçok eski yazıda görünüyor. | Open Subtitles | هذا الرسم التوضيحي موجود في كثير من المراجع القديمة |
| EM: bu resim gerçek bir -- itiraf ediyorum, gerçekten imitasyon bir ev. | TED | هذه صورة لمنزل حقيقي، في الحقيقة، إنه منزل زائف حقيقي. |
| - bu resim üsse yakın bir yerde çekildi. - Bizi oraya götürebilir misin? | Open Subtitles | ـ هذه الصورةِ أُخِذتْ قُرْب القاعدةِ ـ هَلْ يُمْكِنُ أَنْ تَأْخذَينا هناك؟ |
| akıllıca çalışın, sonra çok çalışın. Arkadaki bu resim, bu sabahın üçü. | TED | إعمل بذكاء ثم إبذل الجهد في عملك وهذه الصورة أُلتقطت في الثالثة صباحاً |