| Bu sanki babanı ya da başka birini gözetlemeye benziyor. | Open Subtitles | إنه مثل التجسس على أبيك أو شيئا من هذا القبيل. |
| Bu sanki bir gelecek bahçesi, tüm modern teknolojileri kutladığımız. | TED | إنه مثل حديقة المستقبل النباتية، حيث نحتفل بكل هذه التقنيات الحديثة. |
| Bu sanki, birden bire, tanıdığımız herkesin ünlü olması gibi bir şey. | Open Subtitles | . هذا مثل ، فجأة ، كل الناس الذين نعرفهم أصبحوا مشهورون |
| Bana değersiz görünüyor. Ve bu, sanki,videolar gibi, anlıyor musun? | Open Subtitles | غير ثمين لدي انه مثل فيديو , هل تعرف قصدي؟ |
| Bu sanki bir Reha Muhtar ya da Cartel virusu gibiydi. | Open Subtitles | إنها مثل جرثومة مدمرة جرثومة من النوع الثقيل |
| Bu sanki, şişman bir kızın üstünde başka bir kızla sevişmek gibi.. | Open Subtitles | هو مثل ممارسة الجنس مع فتاة على رأس فتاة الدهون حقا آخر، |
| Bu sanki birisini lime lime doğrar gibiydi, | Open Subtitles | هذا يبدو وكأنه شخص ما تصبح اخترق |
| Bu sanki seni içerden dışarı çürüten birşey gibidir. | Open Subtitles | إنه مثل المرض الذي يصيبك بالعفن من الداخل والخارج |
| Bu sanki seni içerden dışarı çürüten birşey gibidir. | Open Subtitles | إنه مثل المرض الذي يصيبك بالعفن من الداخل والخارج |
| Bu sanki... Sanki biri gerçeği bulmamı istiyor. Onları sorabilmem için önüme yayıyorlar | Open Subtitles | إنه مثل شخص يرغب مني معرفة الحقيقة إنهم يعتمدون علي لمعرفة الحقيقة |
| Bu sanki, Amerikalı gibi konuşana kadar Amerika'da yaşamış olan iki yabancı adamın muhabbetini dinlemek gibi bir şey.. | Open Subtitles | إنه مثل الإستماع إلى أولئك الأجانب في محل القهوه .. يعيشون في أمريكا قريباً بما فيه الكفاية .. |
| Yani,Bu sanki odanın içine koca bir osuruk sallayıp sonra çıkıp gitmek gibi. | Open Subtitles | إنه مثل إطلاق ضرطة كبيرة ومن ثم مغادرة الغرفة |
| Hayır, daha büyük değildi, Bu sanki senden Schwarzenegger'e geçer gibiydi. | Open Subtitles | لا ، هذا لم يكن أكبر هذا مثل الذهاب منك لشوارزنيغر. |
| Ooo Cathy, Bu sanki yeni parlak bir döneme benziyor. | Open Subtitles | أوه كاثي، هذا مثل هذا الفصل الجديد اللامع |
| Bedava parayı bilmem ama Bu sanki ilk defa saf kokain çeken birini izlemeye benziyor. | Open Subtitles | لا أعلم عن الأموال المجانية، لكن هذا مثل مشاهدة شخص ما مبني على أساس فارغ لأول مرة. |
| Hiç. Bu sanki bir kabus. Hayır, bundan daha ötesi. | Open Subtitles | لا انه أكبر من ذلك انه مثل عقاب من الله أو شيء ما |
| Bu sanki bir kabus. Hayır, bundan daha ötesi. | Open Subtitles | لا انه أكبر من ذلك انه مثل عقاب من الله أو شيء ما |
| Bu sanki işaret dilimin görücüye çıkması ya da işaret dili final sınavım gibi. | Open Subtitles | إنها مثل حفلة ظهوري بالإشارة. أو مثل اختبار لغة الصم الأمريكية النهائي. |
| Bu sanki tüm dünyaya sorunlarla yaratıcı bir şekilde ilgilenmekten, ustalıktan yoksun olduğunu söylemek gibi. | Open Subtitles | هو مثل معلنا للعالم كنت تفتقر إلى الدهاء والبراعة... للتعامل مع المشكلة أكثر خلاق. |
| Bu sanki başka birisi. | Open Subtitles | هذا يبدو وكأنه شخص آخر. |
| Bilirsin, Bu sanki doğa onlara birbirlerinin yoksun olduğu şeyleri vermiş gibi. | Open Subtitles | تعلمين، كما لو أن الطبيعة أعطت كلا منهم ما يفتقده الآخر |
| Ama sizi gördüğüm zaman öte dünyadan bir çağrı gibiydi Bu sanki. | Open Subtitles | أنا فقدت كل اهتمام في الدين لكن عندما رأيتك في تلك الليلة كان مثل الدعوة من الجانب الآخر |
| Bu sanki bizim anlaşmamızdı. | Open Subtitles | كان هذا كقانون لنا, حسناً؟ |