| Bu teklifi bir kez yaparım. Kapıyı kapatırsan, bir daha asla açılmayacaktır. | Open Subtitles | سأقدّم هذا العرض مرّة واحدة، إذا رفضت الفرصة، فلن تُتح لك ثانيةً |
| Siz Bu teklifi kabul etmezseniz, kabul edecek birini bulmamız çok zor olmaz. | Open Subtitles | ، إذا لم تقبل هذا العرض . سنجد ببساطة شخصاً آخر يقبله |
| Bu teklifi kabul etmezlerse, bu cesetler asla bulunamazmış. | Open Subtitles | لو أنكما لم تتقبلا هذا العرض فلن يتم العثور عن هاتين الجثتين |
| Sana Bu teklifi ayarlamamız kolay olmadı, Albert. | Open Subtitles | لم يكن من السهل ان نأتيك بهذا العرض يا البرت |
| Tüm konsey üyeleri dinlenmeden Bu teklifi yasalaştıramazsınız. | Open Subtitles | لا يمكن الموافقة على هذا الاقتراح.. حتى سماع رأي جميع أعضاء المجلس -حتى الآن، 6 .. |
| Bu teklifi seni ve aileni korkunç bir ıstıraptan kurtarmak için yapıyorum. | Open Subtitles | لقد أتيت بـ هذا الإقتراح لكي أنقذك أنت وعائلتك من هذه المأساة |
| Bu teklifi kabul etmezlerse, bu cesetler asla bulunamazmış. | Open Subtitles | لو أنكما لم تتقبلا هذا العرض فلن يتم العثور عن هاتين الجثتين |
| Bu teklifi Bannerjee'yle gönderdim | Open Subtitles | نعم ارسلت هذا العرض بالزواج ليمع بانيرجي |
| Bu teklifi sunarak, varlığımızı tehlikeye atıyoruz. | Open Subtitles | بإطالة هذا العرض نحن يمكن أن نعرض وجودنا للخطر رأيت فيك تعاطف دكتور وير |
| Şimdi, tüm bu kirli meseleleri arkamızda bırakmış olarak Bu teklifi çok cömert bulacaksın. | Open Subtitles | حرصاً على معالجة هذه القضية الوسخة بأسرع وقت، أظنك ستجد هذا العرض كريماً جداً |
| Peki Bu teklifi diğerlerine de sunmadığınızı nereden bileceğim? | Open Subtitles | وكيف أعرف بأنّك لم تقدّم هذا العرض للآخرين؟ |
| Bu teklifi sen alsaydın, ne yapardın? | Open Subtitles | ماذا كنت ستفعلين لو حصلت على هذا العرض ؟ |
| Sana boş bir oda öneriyorum. Bu teklifi neden istemiyorsun? | Open Subtitles | فأنا اقترح أن تمكثي بغرفة خاصة بك، هل تكرهين هذا العرض إلى هذه الدرجة؟ |
| Şayet Bu teklifi geri çevirecek olursanız firmanıza soruşturma açacağız. | Open Subtitles | ،ومع ذلك، إذا رفضتوا هذا العرض سنجري تحقيق واسع حول شركتكم بوجود أفضل الخبراء |
| İnancımız olduğunu göstermek için Bu teklifi sunarak yalvarıyoruz. | Open Subtitles | تضرّعنا إليهن أن يقبلوا هذا العرض كدلالة على إيماننا |
| Bu teklifi o kadar çok istiyordun ki sana bir şans vereyim dedim. | Open Subtitles | اردتي هذا العرض بشده وفكرت انني سأعطيك الفرصه للوظيفه |
| Bu teklifi herkese yapamazsın. | Open Subtitles | انت لا تعطى هذا العرض لاخرين انها ليست تجارة جيدة |
| Aday olmuyorum çünkü bir adayın yapamayacağı şeyleri yapabilirim, mesela Bu teklifi. | Open Subtitles | لن أرشح نفسي لأن بإمكاني فعل أشياء لا يمكن للمرشح فعلها مثل هذا العرض |
| Hayır, işimiz bitmedi ve yine de Bu teklifi müvekkilime önermeyeceğim. | Open Subtitles | لا, لسنا متصافين وانا لن ارشح هذا العرض لعملائي |
| Eğer Bu teklifi kabul edersen, babanı tekrar işe alırım. | Open Subtitles | ...ولو قبلتِ بهذا العرض سيستعيد أبوكِ عمله |
| Rakam belli mi? Belli. Müvekkilimin tavsiyeme uymayarak Bu teklifi yaptığını söylemek isterim. | Open Subtitles | أن موكلي قام بهذا العرض على عكس نصيحتي |
| Hamilton Yatırımlar Grubu Bu teklifi destekleyemez. | Open Subtitles | مجموعة مستثمري هاملتن لا تستطيع دعم هذا الإقتراح |