| Her şeyi almamamı istedin ve ben de Buna saygı gösterdim. | Open Subtitles | طلبت مني أن لا آخد كل شيء منك وأنا أحترم ذلك. |
| Buna saygı duyuyorum, ama lütfen, onu görebilir miyiz? | Open Subtitles | أنا أحترم ذلك ولكن، من فضلك، أيمكننا مقابلته؟ |
| Bilemiyorum, bence çok büyük bir aşama kaydetti. Buna saygı duymak gerek. | Open Subtitles | لا أعرف , يبدو أنه أخذ قفزة كبيرة يجب أن أحترم هذا |
| Bir gazeteci olarak Buna saygı duyup isteğini yerine getirmem gerekiyor. | Open Subtitles | كصحافية ، يتوجب علىّ إحترام ذلك الأمر بغض النظر عما هو مُشتبه به |
| - Ailemizi bir araya getirmeye ihtiyacı var ve Buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | يجب ان ترجع امي و ابي لبعضهما البعض و انا احترم ذلك |
| Doğru. Buna saygı duymalıyız. | Open Subtitles | هذا صحيح يجب أن نحترم ذلك |
| Beni korumak için yaptığınızı biliyorum, ve Buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | ولكنكِ لن تفعلي إنني أعلم بأن هذا لتجعليني بأمان، وأنا أحترم ذلك |
| Herhalde kendi kararlarını verebileceğini sandın. Buna saygı duyarım. | Open Subtitles | حسناً ,علي الأرجح فكرت بأنك ستكون رجلك الخاص , وأنا أحترم ذلك |
| Benden çok hoşlanmadığınızı biliyorum, Bayan du Maurier ve Buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنك لا تحبينني كثيرا مسز دو مورير، وأنا أحترم ذلك |
| Benden çok hoşlanmadığınızı biliyorum, Bayan du Maurier, ve Buna saygı duyuyorum... ama kızınızı çok seviyordum. | Open Subtitles | أعرف بأنك لا تحبينني كثيرا مسز دو مورير، وأنا أحترم ذلك لكني أحببت بنتك جدا |
| Buna saygı duyuyorum ama bu benim ilk Şükran Günü'm-- | Open Subtitles | وأنا أحترم هذا لكن هذا هو أول عيد شكر لي |
| Bu senin sadık ve güvenilir bir arkadaş olduğunu gösterir ve Buna saygı duyarım. | Open Subtitles | هذا يظهر أنك وفى و جدير بالثقة, و أنا أحترم هذا |
| Ve ne hissettiğimin önemi yok, Buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | ولا يهم كيف اشعر عن هذا، فيجب أن أحترم هذا |
| Şey, Buna saygı duyarım Dedektif. | Open Subtitles | حسناً، يمكنني إحترام ذلك سيادة المحقّق |
| Sen iyi birisin, Chuck, Buna saygı duyuyorum ama yapmam gereken işler var. | Open Subtitles | انك شخص طيب "تشك" وانا احترم ذلك , ولكني لدي عمل لأقوم به |
| Belki de Buna saygı göstermeliyiz. | Open Subtitles | لربما يجب أن نحترم ذلك |
| Eğer benim kızımsa annesi kesin beni hayatında istemiyordur ki Buna saygı duyarım. | Open Subtitles | انا اعنى , ان كانت ابنتى من الواضح ان والدتها لا تريدنى فى حياتها و يجب ان احترم هذا و ان لم تكن ابنتى |
| Dalga geçmeyin. Eğer biri sizinle ruhsal bozukluk, anksiyete, depresyon ve intihar düşüncesi hakkında konuşmaya geliyorsa Buna saygı duymamız gerekiyor. | TED | لا تمزح. عندما يأتي شخص ما ليحادثك عن الصحة العقلية والقلق والاكتئاب وأفكار الانتحار، نحتاج إلى احترام ذلك. |
| Buna saygı göstermeye çalışıyordum, ama bilmen gerekir ki... benimle istediğin zaman konuşabilirsin. | Open Subtitles | لقد كنت أحاول احترام هذا لكن يجب أن تعلم أنت تستطيع أن تكلمني في أي وقت |
| O ve ben bir anlaşma yaptık, Sanırım Buna saygı duymalısın. | Open Subtitles | الصبي وانا لدينا اتفاق, أعتقد أنك يجب أن تحترم ذلك. |
| Buna saygı duyuyoruz. Değil mi hayatım? | Open Subtitles | ونحن نحترم هذا أليس كذلك حبيبتي؟ |
| Baba, onu seviyorum. Senin de Buna saygı duymanı istiyorum. | Open Subtitles | أبي أنا أحبه ويجب أن تبدأ بإحترام ذلك |
| Ve fotoğrafı çeken kişi ne yapacağına ve Buna saygı gösterip göstermeyeceğine karra verecektir. | TED | وذلك الشخص الذي التقط الصورة يمكن أن يأخذ قراره حول كيفية إحترام هذا أو لا. |
| Hiçbir zaman taraf tutmuyorsun. Buna saygı duyuyorum. | Open Subtitles | أنت عمرك ما تحيزت لأحد أنا أَحترمُ ذلك |
| Söz sözdür. Evald'ın Buna saygı duyduğunu biliyorum. | Open Subtitles | الوعد ، وعد و أنا أعرف أن إيفلد يحترم ذلك |
| Buna saygı duyulmasını istiyorum | Open Subtitles | ولكن عندي قاعدة واحدة أريدكَ أن تحترمها. |