| Gizli görüşmeler yapıyorsun, ben olmadan depoları araştırıyorsun ve kardeşim metro davasında çalışıyor raylarda bunu bulmuş. | Open Subtitles | أنتِ تحادثين أحدهم سرًا، وقمتِ بتنفيذ ذلك البحث بدوني، وأخي يحقّق في قضية مترو الانفاق، وجد هذا على الرصيف. |
| Dünya Sağlık Örgütü araştırmacısı bir köyde ebolanın yayılmasını incelerken bunu bulmuş. | Open Subtitles | محلل أبحاث الصحة العالمية يدرس انتشار الايبولا وجد هذا عندما وصل إلى القرية. |
| bunu bulmuş. | Open Subtitles | .. لقد وجد هذا ملقى فى مكان ما |
| Jenny bunu bulmuş ve sana vermemi istedi. | Open Subtitles | جيني وجدت هذا وطلبت مني أعطائه لك |
| Didi senden kaçıyor çünkü bunu bulmuş. | Open Subtitles | ديدي كانت تتفاداك لأنها وجدت هذه الصورة ياإللهي. |
| Madende bir şey bulamadık ama bir memur birkaç kilometre ötede bunu bulmuş. | Open Subtitles | لم نجد شيئًا في المحجر، لكنّ نائبًا وجد هذه بعد بضعة أميال. |
| Tina misafir odasında bunu bulmuş. | Open Subtitles | عثرت على هذا في غرفة الضيوف |
| Kapı açıkmış ve içeri girdiğinde bunu bulmuş. | Open Subtitles | الباب كان مفتوحا و عندما دخل وجد هذا |
| bunu bulmuş. | Open Subtitles | لقد وجد هذا ملقى فى مكان ما |
| Indiguay, bir hafta önce bunu bulmuş. | Open Subtitles | إنديجوي وجد هذا منذ اسبوع |
| Genç arkadaşım Jake bunu bulmuş da. | Open Subtitles | أجل، صديقي الصغير وجد هذا. |
| Jack kulübede bunu bulmuş. | Open Subtitles | لأن (جـاك) وجد هذا في الكوخ |
| Polis bunu bulmuş. | Open Subtitles | الشرطة وجدت هذا |
| Yanına geldiğinde... bunu bulmuş. | Open Subtitles | وعندما دخلت عليه وجدت هذا |
| - Jenny bunu bulmuş. - Sawney. | Open Subtitles | جيني وجدت هذا. |
| Ölüm tehditleri ve nefret mektupları arasında bunu bulmuş. | Open Subtitles | بين التهديدات بالقتل، ورسائل الكراهية وجدت هذه. |
| Silinmiş mesajlarını kurtarmış ve bunu bulmuş. | Open Subtitles | لقد استعادت رسالته المحذوفة و وجدت هذه. |
| Ama işçilerden biri, bunu bulmuş. | Open Subtitles | ولكن أحدهم وجد هذه |
| Arkasını çevirince de bunu bulmuş. | Open Subtitles | ...و عندما قشره عثرت على هذا |