| Bunun olmasının tek sebebi öksürük şurubundan biraz delirmem ve ateşler içinde yandığımdan hayal görmem ki ateşim de şu an 38,5. | Open Subtitles | السبب الوحيد لحدوث هذا لأنني كنت شبه مجنونة من مشروب السعال ومشوشة لأن لدي حمّى عالية بشكل مجنون |
| Kız hamileydi, McGee. Bunun olmasının bir tek yolu var. | Open Subtitles | (لقد كانت حامل يا (ماغي طريقة واحدة فقط لحدوث هذا |
| Bunun olmasının tek yolu var. | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة لحدوث هذا |
| Evet, Barbados'da da öpüştük ama bunu planlamadık. Bunun olmasının tek sebebi seni Charlie'yi öperken görmem. | Open Subtitles | حسناً، قبّلنا بعضنا أيضا في باربيدوس، لكنّنا لم نخطط له والسبب الوحيد لحدوث ذلك لأني رأيتك تقبّل تشارلي |
| Bunun olmasının tek bir yolu var ve ben... | Open Subtitles | هناك طريقة واحدة لحدوث ذلك |
| Belki de Bunun olmasının sebebi dikkatimin dağılmış olmasıydı. | Open Subtitles | ربما سبب حصول كل هذا لأنني كنتُ مشوشاً |
| Belki de Bunun olmasının sebebi dikkatimin dağılmış olmasıydı. | Open Subtitles | ربما سبب حصول كل هذا لأنني كنتُ مشوشاً |