| Bilmek istediğim bu şekilde Buraya gelerek ne yaptığınızı sanıyorsunuz? | Open Subtitles | و أريد أن أعرف ما الى تظن أنك فاعله بقدومك هنا ؟ |
| Yeşu, Buraya gelerek hayatını riske attın. | Open Subtitles | يشوع أنت تخاطر بحياتك بقدومك هنا |
| Yeşu, Buraya gelerek hayatını riske attın. | Open Subtitles | يشوع أنت تخاطر بحياتك بقدومك هنا |
| Hiç düşünmediniz mi, Buraya gelerek hepimizin hayatını tehlikeye attığınızı? | Open Subtitles | أأنت تدرك , بقدومك إلى هنا تضع كل أرواحنا في خطر ؟ |
| Ve o Buraya gelerek seninle konuşmamı istedi, bilirsin, çıldırma ihtimaline karşı... | Open Subtitles | و هي طلبت مني أن آتي هنا و أتحدث إليك أولاً في حالة إن غضبت أو... |
| Aptal telefon şirketi taşşaklarını kaldırıp Buraya gelerek şu şeyi düzeltmez. | Open Subtitles | شركة الهاتف الغبية لم تلك الشجاعة للقدوم الى هنا و اصلاح هذا الشيء |
| Görevimiz Buraya gelerek sağ kalanları kurtarmaktı. | Open Subtitles | كانت مهمّتنا تقضي بالقدوم إلى هنا وإنقاذ الناجون |
| Size açık konuşacağım her gün Buraya gelerek boşa vakit kaybetmeyin | Open Subtitles | تركتكِ تدخلين حتى يمكنكِ سماع هذا مباشرة من شفتاي و تتوقفِ عن إضاعة وقتكِ بالمجيء إلى هنا يوميًا |
| Bilmelisin ki Buraya gelerek seni tehlikeye atıyoruz. | Open Subtitles | يجب ان تعرفى انك فى خطر . بمجيئنا الى هنا |
| Buraya gelerek hayatımı tehlikeye attım. | Open Subtitles | اني اخاطر بحياتي بقدومي الى هنا |
| Buraya gelerek büyük bir hata yaptın. | Open Subtitles | لقد اقترفت خطًأ فادح بقدومك هنا |
| Buraya gelerek beni şaşırttın. | Open Subtitles | لقد فاجأتني بقدومك هنا. |
| Buraya gelerek doğru olanı yaptınız. | Open Subtitles | أحسنتي بقدومك هنا |
| Buraya gelerek kefaretini ödeyeceğini düşündün, değil mi? | Open Subtitles | ظننت أنك بقدومك إلى هنا ستعوّض ما فات، أليس كذلك؟ |
| Ona ne bildiğimi söylemeliyim. Buraya gelerek büyük bir hata yaptın doktor. | Open Subtitles | يجب أن أخبره بما أعرف - إرتكبت غلطة بقدومك إلى هنا - |
| Ve o Buraya gelerek seninle konuşmamı istedi, bilirsin, çıldırma ihtimaline karşı... | Open Subtitles | و هي طلبت مني أن آتي هنا و أتحدث إليك أولاً في حالة إن غضبت أو... |
| Saul, Buraya gelerek hayatımı riske attım. | Open Subtitles | (سول) لقد خاطرت بحياتي للقدوم الى هنا |
| Tamam, Buraya gelerek büyük bir hata yaptın, hem de çok büyük bir hata. | Open Subtitles | لقد ارتكبتِ خطئاً بالقدوم إلى هنا خطئاً فادحاً |
| Buraya gelerek bileklik alanını ihlal ettin, Arlo. | Open Subtitles | حسناَ لقد انتهكت مدى سماحيتك بالمجيء إلى هنا " آرلو " |
| Biz Buraya gelerek doğru olanı yaptık ve içimden bir ses... | Open Subtitles | انا فقط اقول اننا فعلنا الصواب بمجيئنا الى هنا اشعر.. يا الهي ، مثليون |
| Buraya gelerek hayatımı tehlikeye attım. | Open Subtitles | اني اخاطر بحياتي بقدومي الى هنا |