| Veterineri arayın. buzdolabının üzerinde numarası var. Birazdan orada olacağımı söyle! | Open Subtitles | اتصلوا بالطبيب البيطري، الرقم على الثلاجة اخبروه أنني في طريقي إليه |
| Herhangi bir sorun olursa otelin numarası buzdolabının üzerinde yazılı. | Open Subtitles | رقم الفندق على الثلاجة في حالة حدوث مشاكل |
| Listem buzdolabının üzerinde. Her ne kadar kalmak istemesem de kalkmak zorundayım. Seni seviyorum. | Open Subtitles | وقائمتي على الثلاجة لا أُريد ذلكَ ولكن علي النهوض أُحبكِ |
| Pekala. Bebeğin programı buzdolabının üzerinde asılı. | Open Subtitles | حسناً ، جدول طعام الطفلة على الثلاجة |
| Bej rengiydi. Duvar kağıdı silik çiçek deseni vardı. buzdolabının üzerinde de bir tablo vardı. | Open Subtitles | ورق الجدران كان به نمط زهريّ رقيق، وكانت هُناك لوحة فوق الثلاجة. |
| Annemin numarası buzdolabının üzerinde. | Open Subtitles | انها جميلة جداً رقم امي على الثلاجة |
| Susan neyden bahsettiğini anlamayınca "Bak işte buzdolabının üzerinde yazıyor" dedi. | Open Subtitles | قالت: "عمّ تتحدّث؟" فقال: "انظري، إنَّه مكتوب على الثلاجة" "مركز التّرفيه العائلي المجاني في وسط هايلاند بارك" |
| Paran buzdolabının üzerinde. | Open Subtitles | . الـ 50 بنس على الثلاجة |
| buzdolabının üzerinde bir liste var. | Open Subtitles | هنالك لائحة على الثلاجة |
| Carol buzdolabının üzerinde tutuyor. | Open Subtitles | كارول تضعهم على الثلاجة |
| Liste buzdolabının üzerinde asılı. | Open Subtitles | القائمة على الثلاجة |
| Bütün numaralar buzdolabının üzerinde. | Open Subtitles | (لوكاس)؟ كل الأرقام فوق الثلاجة |