| Buzluktan bir şeyler çıkartacağım. 20 dakika? | Open Subtitles | سأحضر شيئا من الثلاجه عشرون دقيقة؟ |
| Buzluktan yeni çıktı. | Open Subtitles | لا تزال خارجه من الثلاجه. |
| - Bebeğim, bana Buzluktan soğuk bir bira kap. | Open Subtitles | اعطني زوجان من شراب الجعة من الثلاجة اجلس يا صديقي مايك الضخم |
| Bir markete girdi ve Buzluktan içecek aldı. - Tamam. | Open Subtitles | دخلت متجراً قريباً وتجرعت مشروباً من نوع ما، من الثلاجة مباشرة |
| Yani yemeklerini Buzluktan çıkarıp mikrodalgaya atıyorlar ve ısınmasını izliyorlar. | Open Subtitles | أعني، إنّهم يخرجون طعامهم من الثلاجة فحسب، يرمونه بالمايكرويف، ويشاهدونه يدور حول نفسه. |
| Ayrıca domuz etini de Buzluktan çıkar, tatlım. | Open Subtitles | و أخرج لحم الخنزير من الثلاجة عزيزي |