| Program Casuslarım bana oryantasyon aktivitelerinin hazır ve nazır olduğunu bildirdi. | Open Subtitles | الآن, جواسيسي يخبروني أن قناة توجيه الأنشطة يعملون الآن, لذا نفقدوهم. |
| Casuslarım bana haramilerin şehre kırk küp içinde girdiğini söyledi. | Open Subtitles | جواسيسي قالوا لي إن اللصوص دخلوا المدينة في 40 جرةً كبيرة |
| Casuslarım da bana öyle söylemişti. | Open Subtitles | هذا ما أبلغني به جواسيسي إذًا أنت تريد روزاموند |
| 'Casuslarım Buckingham'ın adamlarının gizlice silahlandıkları bildiriyor, | Open Subtitles | جواسيسي يقولون بأن رجال باكنغهام يتسلحون بالسر' |
| Kuzey'deki Casuslarım karaya çıktığını ve saldırı için hazırlandığını söyledi. | Open Subtitles | جواسيسي في الشمال يقولون أنه قد وصل إلى هناك و هو على وشك الهجوم |
| Casuslarım sürekli tetikteler, Kaptan. | Open Subtitles | جواسيسي في تجوال دائم أيّها القبطان في كلّ البلاد |
| Casuslarım, cephaneliğinizdeki silahlarınızın kullanılamaz hâle geldiğini bildirdi. | Open Subtitles | جواسيسي قد اخبروني جميع الاسلحه في مستودعكم لقد اصبحت بلا فائده |
| Daha cevap vermedim ama Casuslarım gene de yola çıktıklarını söylüyor. | Open Subtitles | لم أجب لكن أخبرني جواسيسي أنهم يبحرون على أي حال |
| Ama görünüşe göre sizler, hapishanenin her yerinde Casuslarım olduğunu unutmuşsunuz. | Open Subtitles | لكن يبدو أنكم يا رفاق قد نسيتم جواسيسي. يسترقون السمع في كل مكان في السجن... |
| Casuslarım bilinen tüm toprakları gezdi. | Open Subtitles | جواسيسي جالوا كل الأراضي المعروفة |
| Casuslarım bir şeyler fısıIdıyor ama kanıtlayamıyorlar. | Open Subtitles | جواسيسي سمعوا كل شيء لكن بدون أيّ دليل. |
| Casuslarım en büyük İngiliz düşmanımın, "Beff Wallington" adını vereceği yeni bir et yemeği tarifi üzerinde çalıştığını söylediler. | Open Subtitles | جواسيسي أخبروني أن عدوي الإنجليزي اللدود يعمل الآن على طريقة لعمل اللحم، يخطط ليسميها (بييف ولنجتون). |
| -Hayır. -Benim Casuslarım var. | Open Subtitles | كلا لدي جواسيسي |
| Casuslarım görmüş. | Open Subtitles | جواسيسي رأوا ذلك |
| Casuslarım burada, İngiltere'de olduğunu bildirdi. | Open Subtitles | جواسيسي وضعوه هنا في إنجلترا |
| Bir dakika sonra. Casuslarım az önce Fransa'dan döndüler. | Open Subtitles | خلال لحظة, يصل جواسيسي من .. |
| Casuslarım bana Henry Tudor'un kendisini İngiltere Kralı ilan ettiğini ve Prenses Elizabeth ile nişanlandığını bildiriyor. | Open Subtitles | جواسيسي يقولون أن (هنري تيودرو) أعلن نفسه ملكاً لـ(إنجلترا) وأعلن خطبته من الأميرة (إليزابيث). |
| Ama kendi Casuslarım ona olanları doğruladı. | Open Subtitles | لكن جواسيسي , اكدوا ماحدث لها |
| Casuslarım bana bir dul olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني جواسيسي أن هناك أرملة |
| Kutlama yapıyor olacağınızı düşünmüştüm. Casuslarım Henry'nin baba olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ظننتك تحتفل، قال لي جواسيسي إن (هنري) رزق بطفل |