| Atkins onu öldürmüş ancak cebinde bir servet yattığını... asla bilmiyormuş. | Open Subtitles | قام أتكينس بقتله و لم يكن يعرف بوجود ثروة في جيبه |
| Jordan Washington cebinde bir şey olmadan kılını kıpırdatmaz. | Open Subtitles | هيا, جوردن واشنطن لا يقوم بحركة دون صاروخ في جيبه. |
| Son dakika haberi! cebinde bir aşk mektubu saklıyor. | Open Subtitles | اخر الاخبار وهي انه يحتفظ برسالة حب في جيبه |
| cebinde bir silahla... Üç mahkumiyetli birisi olarak çantada kekliktin. | Open Subtitles | لو وجدت مسدس في جيبك سيكون ذلك بمثابةثلاثةسوابق. |
| Bu deli etraftayken cebinde bir kaç taş bulundurmak iyi olur. | Open Subtitles | من الأفضل أن تتعلم بالإحتفاظ ببضعة حجارة في جيبك في حال تواجد المجنون بالجوار |
| Hayır... ihtiyarın robdöşambrının cebinde bir mektup vardı. | Open Subtitles | في الواقع كلا .. كان هناك خطاب في جيب رداء النوم لذاك الرجل |
| Bu arada, pantolonun sol cebinde bir şey var sanırım. | Open Subtitles | وبالمناسبة، يبدو أنّ هناك شيء في جيبه الأيمن الأمامي |
| Ama adamın cebinde bir dijital kayıt cihazı varmış. | Open Subtitles | ولكن رجلكم الميّت كان لديه مُسجّل رقمي في جيبه. |
| Adam bipolardı. cebinde bir silahla binanın kenarına çıktı. | Open Subtitles | الرجل كان مريضاً بالقطبية المزدوجة يقف على حافة مبنى بمسدس في جيبه |
| Onu az önce cebinde bir itirafla arabamın tekerine bantlanmış şekilde buldum. | Open Subtitles | مع شريط الأعتراف في جيبه الأمامي |
| cebinde bir şey taşıyor ve sabahtan beri onu yoklayıp durdu. | Open Subtitles | هناك شيئ في جيبه أنه ظاهر طوال اليوم |
| Şüphelinin cebinde bir çeşit makine ver, | Open Subtitles | لدى المُشتبه به جهاز ما في جيبه. |
| Katil cebinde bir şey taşıyor olabilir. | Open Subtitles | ربما كان القاتل يحمل شيئاً في جيبه. |
| Önceki gün laboratuarda cebinde bir kaset var mıydı? | Open Subtitles | قبل أيام في المختبر كنت تحمل مسجل صوت في جيبك |
| cebinde bir anahtar var, çıkar onu, kapıyı açmak için kullan. | Open Subtitles | هناك مفتاحُ في جيبك أخرجيه واستعمليه لفتح الباب |
| cebinde bir adres vardı 2017'deki hâlinin sana verdiği. | Open Subtitles | العنوان في جيبك والذي أعطته إياك عام 2017 |
| cebinde bir rozet taşıyorsun ve bu kız seninde kızın oluyor bu bizi aile yapıyor ve sen de o kızı seviyorsun. | Open Subtitles | هذا يعني أنه لديك إبنه أيضًا. لأن هذه الشارة التي في جيبك. هذا يجعلنا عائله. |
| Sağ cebinde bir Japon akide şekeri ambalajı var. | Open Subtitles | لديك غشاء حلوى يابانيّة في جيبك الأيمن |
| Ceketinin sağ iç cebinde bir not defteri olmalı. | Open Subtitles | في جيب سترته الداخلي الايمن سيوجد دفتر ملاحظات |
| Bileğinde bir mürekkep lekesi, ceketinin cebinde bir kabarıklık var. | Open Subtitles | هنالك بقعة حبر على معصمكِ وشيء في جيب سترتك |
| cebinde bir silahla ne yapıyordun? | Open Subtitles | ما كنت تفعل بالمسدس الذى فى جيبك ؟ |
| Ceketinin cebinde bir kutu prezervatif var. | Open Subtitles | عبوة من الواقي الذكري في سترته |