| Böylece sersem gibi her yere taşımak zorunda kalmazsın. ceketlerin bırakıldığı yerler gibi. | Open Subtitles | وعليه قلن يكون عليك حملها بالأرجاء كالغبي مثل غرفة المعاطف |
| Üstünde ceketlerin olduğu yatak sandım, bu yüzden onu çok sert bir şekilde kavradım. | Open Subtitles | اعتقدت انه كان السرير مع المعاطف عليه لذلك شددته بقوة |
| Galiba bu ceketlerin cepleri filan yok. | Open Subtitles | حسنا , لا أعتقد بأن هذه المعاطف لها جيوب |
| Yeni ceketlerin harika. | Open Subtitles | قد جهزوا سترك الجديدة، إنها رائعة |
| Yeni ceketlerin harika. | Open Subtitles | قد جهزوا سترك الجديدة، إنها رائعة |
| Tüm ceketlerin cebinde para var. | Open Subtitles | كل هذه المعاطف بها نقود في الأجياب |
| ceketlerin oraya gidip biraz sevişsek nasıl olur? | Open Subtitles | - هل يجب أن نعود إلى غرفة المعاطف لنكون بمفردنا لدقيقة؟ |