| cevabının ortalık yerde kanamam mı olacağını görmek için. | Open Subtitles | لأرى إن كانت إجابتك لا يمكنني النزيف أمام الناس |
| Dikkatli ol, bir çok şey, cevabının ne olacağına bağlı. | Open Subtitles | فلتحترس فأشياء كثيرة . تعتمد على إجابتك |
| Çünkü soruyu ben soracağım ve tek bir cevabının olacağından emin olacağım. | Open Subtitles | لأني انا من سيسأل السؤال وسوف اتأكد من وجود إجابة واحدة ممكنة |
| Evine dokunabilmek için, gözümle görebilmek için kalanların en büyük sorusuna, gidenlerin cevabının ne olduğunu bulabilmek için. | Open Subtitles | لأقدر على لمس يدك، ولأراك بعيوني ولأسأل أعظم الأسئلة التي بقيت بلا حل ولأتعلّم إجابة ما ظل بلا إجابة |
| Bu sorunun cevabının bilimin haddini aştığını düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | ربما تتخيل ان الاجابة عن ذلك تتخطى حدود المعرفة |
| Yoksa sırf onları sinirlendirmek için her şeyin cevabının bende olduğuna dair bir açıklamada mı bulunmak istedin? | Open Subtitles | أو كنت تحاول أن تُدلي ببعض البيان بشأن كيف أنا جواب لكل شيء |
| Ve bilmeni istiyorum ki, cevabının ne olduğu hiç önemli değil ilgilendiğim tek şey seni inciten o adamı bulmak. | Open Subtitles | وانا اريدك ان تعلمي لا يهمني ما هو جوابك... كل ما يهمني هو المحاوله لكي ابحث عن الرجل الذي سبب لك الأذى |
| cevabının bedeline hazır olmadan saldırıya uğradığını asla kabul etme. | Open Subtitles | لا تعترف أبداً بأنك قد هُوجِمت إلا إذا كنت مستعداً لدفع ثمن ردك على الهجوم |
| Dikkatli ol, bir çok şey, cevabının ne olacağına bağlı. | Open Subtitles | فلتحترس فأشياء كثيرة . تعتمد على إجابتك |
| cevabının hayır olduğunu lorduma iletirim. | Open Subtitles | سوف أخبر سيدي أن إجابتك كانت بالرفض |
| Ama cevabının ne olduğunu şu anda bilmem gerekiyor. | Open Subtitles | لكنني أحتاج معرفة إجابتك فوراَ |
| Çünkü cevabının böyle olacağını biliyordum. | Open Subtitles | لأنى كنت أعرف أن هذه ستكون إجابتك. |
| Ama sonra iç sesime kulak verince sorumun cevabının sorunun içinde yattığını gördüm. | Open Subtitles | لكنّي عندئذٍ تفكّرت بعمق، فاكتشف أن إجابة سؤالي تكمُن في السؤال نفسه. |
| Ama görsel yaklaşımı ve tek bir doğru cevabının olmaması psikologlara insanların dünyayı nasıl gördüğünün daha incelikli bir resmini çizmesinde yardımcı olmaya devam ediyor. | TED | ولكن طريقته البصرية وعدم وجود إجابة صحيحة وحيدة يستمران في مساعدة أطباء النفس في رسم صورة أكثر تمايزاً للكيفية التي يرى بها الناس العالم. |
| Acının cevabının bulmak için, onların hepsini aşmalısın. | Open Subtitles | للبحث عن إجابة لألمك يجب عبورها جميعاً |
| Peki ya içgüdüm "a" cevabının yanlış olduğunu söylerse. | Open Subtitles | ماذا كانت شجاعتي لا ترى الاستثناء حيث الاجابة الاولى خاطئة |
| Kalbini tuttu ve "evet" anlamında başını salladı, cevabının asıl önemini ve yaşamakta olduğu yalanın tabiatının esasını bilmekten çok sezerek. | Open Subtitles | "كتمت ذلك في قلبها ثم أومأت بـ "نعم احساسي كان كفيلا بمعرفة الاجابة الصحيحة منها كما عرفت مبدأ |
| İçimde bunun cevabının... çok garip olacağına dair bir fikir var. | Open Subtitles | لدي شعور بأن جواب هذا السؤال سيكون غريباً جداً |
| Sorduğum sorunun cevabının bu olduğunu zannetmiyorum. | Open Subtitles | لا أصدق بأن هذا جواب للسؤال الذي طرحته |
| cevabının ne olacağını çok dikkatli düşünmelisin. | Open Subtitles | يجب أن تفكري جيداً جداً ما سيكون جوابك |
| cevabının tam olarak nasıl olması gerektiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بالضبط كيف يجب أن يكون ردك. |