| Belki bu mavili çocuk köstebek hikayesiyle ilgili bazı sorularımızı cevaplayabilir. | Open Subtitles | ربما هذا الشرطي يستطيع الإجابة على بعض أسئلتنا حول ذلك الفار الخائن الذي كنتما تتحدثان عنه |
| Belki bu mavi üniformalı köstebek hikayesiyle ilgili... bazı sorularımızı cevaplayabilir. | Open Subtitles | ربما هذا الشرطي يستطيع الإجابة على بعض أسئلتنا حول ذلك الفار الخائن الذي كنتما تتحدثان عنه |
| Sorularınızın çoğunu o cevaplayabilir. | Open Subtitles | سيكون بإمكانة في الواقع الإجابة على معظم أسئلتك |
| Bizim için bir kaç soruyu cevaplayabilir misiniz? | Open Subtitles | أتظنين أن بإمكانكِ الإجابة على بعض الأسئلة من أجلنا؟ |
| Dışişleri Bakanı, görevine dair soruları kendisi cevaplayabilir. | Open Subtitles | اتوقع ان يتمكن الوزير من الاجابة عن اي سؤال يتعلق بوزارته |
| Bunu sadece Agnel cevaplayabilir. | Open Subtitles | فقد السيد اجنل يمكنة الاجابة عن هذا |
| Belki senin zekânda bir adam bu soruyu benim için cevaplayabilir. | Open Subtitles | ربما رجل ذكي مثلك يمكنه أخيراً الإجابة على سؤالي. |
| Bunu bir tek Tanrı cevaplayabilir. | Open Subtitles | الله وحده يستطيع الإجابة على هذا |
| Birkaç sorumuzu cevaplayabilir misin? | Open Subtitles | -هل بإمكانكِ الإجابة على بعض الأسئلة؟ |
| Sorularımızı biri cevaplayabilir mi? | Open Subtitles | "أيمكن لشخص ما الإجابة على السؤال؟" |
| Bu soruyu ancak Peter cevaplayabilir. | Open Subtitles | (بيتر) فقط يستطيع الإجابة على ذلكَ السؤال |
| Sam Verdreaux bu soruları cevaplayabilir. | Open Subtitles | (أراهن أن (سام فيردرو بوسعه الإجابة على تلك الأسئلة |