| İbret olması için yapıyor. düşmandan kaçanların başına neler geleceğini gösterecek. | Open Subtitles | إنه يرغب في ضرب مثال لكل من يحاول الانسحاب أمام العدو |
| İbret olması için yapıyor. düşmandan kaçanların başına neler geleceğini gösterecek. | Open Subtitles | إنه يرغب في ضرب مثال لكل من يحاول الانسحاب أمام العدو |
| Şimdi beyler, düşmandan ele geçirdiğimiz en son ganimet karşınızda. | Open Subtitles | و الآن ايها السادة اقدم لكم آخر ما غنمناه من العدو |
| Sizi bulan balıkçılar delicesine bir hayali düşmandan bahsettiğinizi söylediler. | Open Subtitles | الصياد الذي وجدك قال بأنك كنت تهذي عن عدو خيالي |
| - düşmandan bizi muhafaza ederken öldü. | Open Subtitles | لقد سقط و هو يدافع عنا من الكثير من الأعداء |
| Yüzbaşı. Bir komutan olmanıza rahmen, bir düşmandan farklı değilsiniz. | Open Subtitles | سيدي القبطان لو قررت تسليم مواطنينا للعدو |
| Rekabet işe yarıyor, efendim, ama adamlar düşmandan daha çok birbirlerinden nefret ediyor olması sizi rahatsız etmiyor mu? | Open Subtitles | المنافسة مفيدة يا سيدي, ولكن ألا تقلقك ؟ ربما يكره الرجال بعضهم البعض أكثر مما يكرهوا العدو |
| Takviye kuvvetlerin ve malzemelerin düşmandan önce tedarik edilmesi çok önemliydi. | Open Subtitles | لقد كان أمراً أساسياً الدفع بالتعزيزات من الرجال والمعدات أسرع مما سيفعل العدو |
| Umarım buraya düşmandan önce gelirler. | Open Subtitles | عند أول علامة انذار أتمنى بأن يصلوا هنا قبل العدو |
| Ben unuttum, Jackson, şu anda senin... uçağın bizi hangi düşmandan koruyacak? | Open Subtitles | نسيت أن أسألك ياجاكسون .. من هو العدو الضي ستحمينا طائرتك منه ؟ |
| Savaşa hazırlanan bir düşmandan daha iyi bir işaret ne olabilir ki? | Open Subtitles | وهل هناك علامه أفضل من أن العدو يستعد للهجوم؟ |
| Ve gecenin karanlığında dostu düşmandan ayırmak için sadece birkaç saniyeniz olacak. | Open Subtitles | وفي عتمة الليل لديكم أجزاء من الثانية لتمييز الصديق من العدو |
| Kamp yapar, düşmandan kurtulma ve öldürme oyunları oynardık. | Open Subtitles | نحن سنذهب للمخيم ونلعب ألعاب الحرب قتل وامساك العدو |
| Yarın ölebiliriz ama bugün düşmandan en azından birini öldüreceğiz. | Open Subtitles | سنموت غداً ...لكن اليوم سنقتل على الأقل أحد أفراد العدو |
| Maksimum ateş alanı ve hedef bölgenin gözlemi, düşmandan gizlenme ve temiz kaçış rotası. | Open Subtitles | الحد الأقصى لميدان إطلاق النار ومراقبة المنطقة المستهدفة والإختفاء من العدو, وطريق سالك وواضح |
| Neyse ki insanları ortak bir düşmandan daha iyi kaynaştıran başka bir şey yoktur. | Open Subtitles | حسناً، لحسن الحظ، لا شيء يجمع الناس معاً بشكل أسرع من العدو المُشترك. |
| Benim tecrübelerime göre çalışanları, ortak bir düşmandan daha hızlı bir araya getirecek bir şey yoktur. | Open Subtitles | في خبرتي ، لا شئ يجعل الموظفين معاً أسرع من مشاركة عدو واحد |
| Daha da kötüsü, düşmandan kaçarak halkını utandırdın. | Open Subtitles | أسوأ. كنت فضحهم الناس عن طريق تشغيل من عدو. |
| Burada düşmandan başka hiç kimseniz kalmadı. | Open Subtitles | لم يتبقى لكِ شئ هنا سوى الأعداء في اتحاد الصغار. |
| Dostlarımı ve hatta düşmandan öte olanları bir arada görmek ne güzel. | Open Subtitles | من الرائع رؤية الكثير من الأصدقاء وحتى الكثير من الأعداء |
| Verilen emre itaat edeceğinize hırsızlıktan yahut yasaya aykırı davranmaktan sakınacağınıza lejyoner kurallarını savunacağınıza ve nizamı bozmayıp düşmandan kaçmayacağınıza yemin ettiniz. | Open Subtitles | لطاعة الأمر الذي أعطى له للإمتناع عن السرقة أو خرق القانون ولحماية المعيار الفيلقى وأن لا يكسر أحداً التشكيل للعدو |
| Komuta, kamyonu görüyoruz ama düşmandan henüz iz yok. | Open Subtitles | القيادة، إننا نرى الشاحنة لكن ليس هنالك أي إشارة للأعداء نقترب من محطة الوزن، استعدوا |