| Hava düzelene kadar onlarla bağlantı kuramayacağız. | Open Subtitles | سوف لا نستطيع التواصل معهم حتى يتحسن الطقس |
| Hava düzelene kadar kurtarma ekipleri bölgeye yaklaşamaz bile. | Open Subtitles | لن تتمكن فرق الإنقاذ من الوصول للمنطقة حتى يتحسن الطقس |
| Bugün evde kalmak istedim. Her şey düzelene kadar. | Open Subtitles | فكرت بالبقاء بالبيت اليوم حتى تستقر الأمور |
| Aslında bugün gelecekti ama değerleri düşmüş, o yüzden durumu düzelene kadar tutacaklar. | Open Subtitles | كان من المفروض أن يعود غدا لكن معدل كرياته بدأ ينخفض لذلك سيحتفظون به حتى تستقر كرياته |
| Moses'ı işe aldım. Durumum düzelene kadar. | Open Subtitles | طلبت منه أن يساعدني ببعض الأشياء حتى تتحسن حالتي |
| Veteriner akciğer sorunu düzelene kadar dumansız ortamda kalmasını gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | بأن تعيش في بيئة صحية. حتى تتعافى من مشاكل الرئة. ماذا تريدني أن أقول؟ |
| Sen ve uyuşturucu satıcısı annen burada emlak fiyatları düzelene kadar kalabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك أن تبقى هنا مع والدتك التي تتاجر بالمخدرات يمكنكما البقاء وتموّلاني حتّى يتحسّن وضع السوق |
| Ve bütün insan ırkı valizlerini toplayıp hava düzelene kadar taşınıyorlar. | Open Subtitles | والبشرية بأكملها قد تجمعت وتحركت حتى يتحسن الهواء |
| Herkes evlerine girip hava düzelene kadar kalmak için hazirlik yapmali. | Open Subtitles | ينبغي على الجميع دخول منازلهم و أن يتحضروا للبقاء داخلها حتى يتحسن الطقس |
| Ekonomi düzelene kadar, ...kamu davalarına son veriyoruz. | Open Subtitles | حتى يتحسن الاقتصاد ندعو إلى وقف "العمل التطوعي" |
| - Morali düzelene kadar bıçakları saklarız. | Open Subtitles | إذاً، سنخفي كل السكاكين حتى يتحسن أستطيع ... |
| Bu sistem düzelene kadar. | Open Subtitles | ! حتى يتحسن هذا النظام |
| Aslında, bize gelen emir her şey düzelene kadar burada kalmamız. | Open Subtitles | حقيقتا اوامرنا تقضي بالبقاء حتى تستقر الامور |
| Durumu düzelene kadar bekleriz. | Open Subtitles | سننتظر حتى تستقر حالتة |
| Şartlar düzelene kadar seks yapmamaya karar verdim. | Open Subtitles | اتخذت قراراً بعدم ممارسة الجنس حتى تتحسن الظروف |
| Kapıyı kilitleyeceğim, durumu düzelene kadar monitörden izleyeceğiz. | Open Subtitles | سأقفل الباب وسنشاهد عبر شاشة المراقبة حتى تتحسن حالتها. |
| Ve işler düzelene kadar düğünü planlara katmamayı kararlaştırdık. | Open Subtitles | و رأينا أن نؤجل الزفاف حتى تتحسن الأمور |
| Geçici bir süre. Sadece piyasa düzelene kadar. | Open Subtitles | أجل، لكنه سيكون مؤقتًا حتى تتعافى الأسواق. |
| Babam düzelene kadar. | Open Subtitles | هذا فقط حتّى يتحسّن أبي |