| Hepimiz bir şeyleri düzeltmeyi sevdiğini biliyoruz ama ateşle oynuyorsun. | Open Subtitles | وكلنا نعلم أنكِ تحبين إصلاح الأشياء ولكنكِ تلعبين بالنار |
| Evet, öyle işte. Sen böylesin. İnsanları düzeltmeyi seviyorsun. | Open Subtitles | نعم أنتِ كذلك, هذا ما تفعلينه تحبين إصلاح الناس |
| Baba, bunu düzeltmeyi istediğin için teşekkürler ama yapabileceğin bir şey yok. | Open Subtitles | أبي، وشكراً لمحاولتك إصلاح هذا الأمر، ولكن لا يوجد شيء يمكنك القيام به |
| inanca dayalı otoriteyi reddedin; öfkeyi, nefreti ve şiddeti bırakın; acımasız, adaletsiz ve yararsız davranışlarda bulunmadan, yanlışları düzeltmeyi öğrenin. | TED | ارفضوا السلطة العقائدية؛ تخلوا عن الغضب والكراهية والعنف، تعلموا تصحيح الأخطاء دون اللجوء لتبرير سلوك بشع وظالم. |
| Dünyanın yanlışlarını düzeltmeyi bırakın yoksa onlara bir tane daha ekleyeceğinize eminim. | Open Subtitles | ابدأي في تصحيح أخطاء العالم، وبالتأكيد سينتهي بكِ المطاف إلى إضافة أخطاء إليها. |
| düzeltmeyi yaptık. | Open Subtitles | لقد صححناه ترجمة التنين |
| Yıllar evvel sana âşık olduğumda bunu düzeltmeyi planlamıştım. | Open Subtitles | وانتويت إصلاح ذلك عندما أحببتكِ مُنذ عدة سنوات |
| Dün gece bir şeyleri düzeltmeyi denediğini ama beceremediğini yazdığı bir mrsaj attı. | Open Subtitles | راسلني بأنه حاول إصلاح الأمور ليلة أمس، لكنّه فشل. |
| Bunu düzeltmeyi, dualarını almayı isterim. | Open Subtitles | أود إصلاح ذلك أود أن أطلب منهم الرحمة |
| İşleri düzeltmeyi gerçekten istemedin, değil mi? | Open Subtitles | أنت لا تريد إصلاح أى شيء، أليس كذلك؟ |
| - ... aranızı düzeltmeyi denemelisin. | Open Subtitles | إصلاح الأمو بقدر ما يمكنك. |
| Doğru, bunu düzeltmeyi gerçekten istiyorum. | Open Subtitles | صحيح,حقاً أودّ إصلاح هذا |
| Jane, herşeyi düzeltmeyi kes, tamam mı? | Open Subtitles | (جين)، كفّي عن محاولة إصلاح كلّ شيء، اتّفقنا؟ |
| Dünyayı düzeltmeyi denemeyi bırak. | Open Subtitles | عن محاولة إصلاح العالم |
| Bu yüzden mi, Potrero'ya gidip bir şeyleri düzeltmeyi düşündün? | Open Subtitles | و ماذا إذن , تكتشفين أنه عليك القيام بزيارة لـ (بوتريرو) ـ و إصلاح الأمور ؟ |
| "Birşeyleri düzeltmeyi bırak artık"? | Open Subtitles | إنسوا أمر إصلاح أى شئ ؟ |
| Öğretmeyi resmi olarak bıraktım fakat insanların yanlışlarını düzeltmeyi bırakamadım. Afedersin. | Open Subtitles | لقد توقفت عن التدريس رسميا لكن لا يمكنني التوقف عن تصحيح الناس ، آسفة |
| Ameliyat sırasında bir komplikasyon oluştu ama düzeltmeyi başardık. | Open Subtitles | ,لقد حدثت بعض المضاعفات اثناء الجراحه و لكن تمكنا من تصحيح الوضع |
| -Kağıtları düzeltmeyi bitirdin mi? | Open Subtitles | - هل أنتهيتِ من تصحيح الأوراق؟ |
| düzeltmeyi yaptık. | Open Subtitles | لقد صححناه ترجمة التنين |