| Nabız çok düzensiz. Böbrekleri çalışmıyor. | Open Subtitles | ان نبضه غير منتظم و لقد توقفت وظائف الكلى |
| Nefesi düzensiz. Sağ pupil iyice açılmış. Röntgen için hazır. | Open Subtitles | التنفس غير منتظم , تم التعرف على التفاصيل , و هي مستعدة للأشعة |
| - Temizledim ama geçen yýl karaciðer nakli olduðundan doku reddi ilacý kullandýðý için iyileþme süreci birazcýk düzensiz geçiyor. | Open Subtitles | أجل، ولكنّه قام بزراعة كبد في السنة الفائتة .. ومع الأدوية المكافحة للعدوى ، عملية التعافي لديه أصبحت غير منتظمة |
| Gördüm. Geçmişle ilgili her şey düzenli, şimdiki zamanla ilgililer düzensiz. | Open Subtitles | كل شيئ متعلق بالماضي منظم كل شيئ متعلق بالحاضر غير منظم |
| Yani, eşyanın daha da düzensiz hale nasıl geldiğini görerek zamanın yönünü ölçebilirsiniz. | Open Subtitles | أعني أن بامكانك قياس بعد الزمن بمجرد رؤية كيف تصبح الأشياء فوضوية أكثر فأكثر. |
| Doktor, tansiyon 7.5'a 4.2 kalp atışları hızlı ve düzensiz. | Open Subtitles | سأدخل ايها الطبيب, ضغط الدّم 75 فوق 42 النّبض سريع وغير منتظم |
| Yangın alarmları, düzensiz yayılan ışıklarla çalışır. | Open Subtitles | إنذارات التدخين تعمل بواسطة تفريق الضوء بشكل غير منتظم |
| Bir kaç ay önce bir çağrı için gitmiştin kampüs barına, bayanın düzensiz kalp atımı vardı... | Open Subtitles | لقد لبيت نداء منذ بضعة شهور في الحرم الجامعي سيدة كان ليها نبض غير منتظم |
| Özel bir arkadaş, belki düzenli ya da düzensiz olarak geceyi sizinle geçiren biri? | Open Subtitles | كأن يكون صديق مُقرب الذي ربما بشكل منتظم أو غير منتظم تقضين معه اليل. |
| düzensiz aralıklardaki bir ses aktivesini gözlemliyoruz ama bu daha... | Open Subtitles | أنّنا نلاحظ مجموعات من الأنشطة الصوتية على فترات غير منتظمة |
| Aşağıdaki çizimde düzensiz ses kirişlerinin titreşimlerini gösteren bir örneğini görebilirsiniz. | TED | وعلى المؤشر السفلي، تستطيعون رؤية مثال على اهتزازات صوتية غير منتظمة ومرتعشة. |
| Çoğu bıçağın kenarları düzensiz ve oyuk oyuktur. | Open Subtitles | أغلب الشفرات غير منتظمة ومحتفره لذا تظهر على العظم |
| Tarih boyunca düzensiz olan piyasada bu endüstri nasıl davrandı? | TED | كيف تجري صناعتها في السوق بشكل غير منظم تاريخياً؟ |
| Bay Frankenstein çok zeki bir genç adam. Bir o kadar da düzensiz. Bana sorun oldu. | Open Subtitles | فرانكنشتين, هو أذكي شاب صغير مع ذلك فهو غير منظم |
| Biraz düzensiz, ama 6 metre eninde ve 16 metre derinliğinde. | Open Subtitles | إنها فوضوية بعض الشئ لكنها قطعة أرض عرضها ستة أمتار وطولها 16 مترا |
| Şehirde olmak için ilginç, düzensiz ve heyecan verici bir zamandı. | Open Subtitles | كان وقتاً غامضاً، فوضوياً ومثيراً لتتواجد في المدينة. |
| Isı düzensiz ama Mars geceleri dayanılabilir gözüküyor. | Open Subtitles | اللهيب متقطع ، لكنها ستجعل ليالي المريخ تُحتمل |
| düzensiz atımlar saptadık. Ritim EKG çektim.. | Open Subtitles | هناك ظهور قصير لتسارع جيبي أذيني أعدت التخطيط مرتين |
| Hayatı o kadar düzensiz biriyle beraber olamam. | Open Subtitles | لا أستطيع التواجد مع أحد حياته بأكملها في حالة فوضى |
| Dünyada 1,8 milyar kişi bu düzensiz ve resmi olmayan ekonomi içinde çalışır. | TED | يعمل حوالي 1.8 مليار نسمة في العالم في الاقتصاد الغير المنظم وغير الرسمي |
| Bu düzensiz boş arazide 2 mil yada daha azı, kızakla çoğunlukla yorucu oluyor. | Open Subtitles | ما بين هذه الأراضي القفر الفوضوية حتى 3 كيلومترات أو أقل عادةً ما تعتبر مضنيةً للتنقل بالزلاجة. |
| Çapları aynı ama şekilleri düzensiz delikler var. | Open Subtitles | الثقوب منتظمه بشكل قطري لكن النمط عشوائي |
| Onlar düzensiz diye kovulacak veya ceza yiyecek değilim. | Open Subtitles | لن اتعرض للطرد او غرامة لأنهم غير منظمين |
| Oldukça düzensiz görünüyorlar. | Open Subtitles | أنهم يبدون غير مرتبين من هذا المكان |
| Biraz düzensiz. | Open Subtitles | يعمها الفوضى قليلاً |
| Tamam. Hayır, hayır, hayır. Biraz daha düzensiz yapın. | Open Subtitles | حسناً لا، لا، لا، مزيد من الحركات غير المنتظمة والمتشنجة |