| Çok hızlı bir şekilde yaklaştım, görüldükten sonra dikkatim dağıldı ve ben O'nun resmini çekemeden O benim resmimi çekti. | Open Subtitles | أنا اقترب بسرعة كبيرة جدا و قد رآنى الخصم و تشتت إنتباهى و قد إلتقطت صورتى قبل أن أتمكن من إلتقاط صورة لها |
| O taksi geçip gitmedi ve o şoförün bir anlığına dikkati dağıldı... | Open Subtitles | سيّارة الأجرة لم تمرّ بسلام وذلك السائق قد تشتت انتباهه للحظة |
| Bir gün kral ortadan kayboldu, kabile dağıldı. | Open Subtitles | في يوم , اختفى الملك وكانت القبيلة قد تفككت |
| Ne, bir soruşturmanın ortasındayım. Dikkatim dağıldı, tamam mı? | Open Subtitles | أنا في منتصف تحقيق أنا مشتت الإنتباه |
| Etkinlik katılımcılarının, grevcilere yiyecek ve içecek ikram etmesiyle, protesto dağıldı. | Open Subtitles | تفرقت المظاهرة عندما قام جامعي التبرعات بعرض الطعام والشراب على المحتجين. |
| Ama laboratuara tek boynuzlu bir at girmesiyle dikkat dağıldı. | Open Subtitles | ثم شتت نظره بعدها بسبب وحيد القرن الذي كان يجري عبر المختبر. |
| Çoğu öldü, kalanlar da sağa sola dağıldı. | Open Subtitles | مات أغلبهم والمتبقي منهم تفرقوا في كل مكان |
| Deliller kayboldu ve her şey dağıldı. | Open Subtitles | ضاع الدليل الاساسي و تفكك كل شيء في القضية. |
| Vampir ruhları her tarafa doğru dağıldı ve kendilerine bir yer buldu. | Open Subtitles | حيث تناثرت أرواح مصاصي الدماء في كلّ الاتجاهات وتهبط إلى كلّ اتّجاه. |
| Gemiye geri dönüyordum ki; birden bire bulutlar dağıldı ve adayı gördüm. | Open Subtitles | كنت في طريق العودة للباخرة عندما فجأة انقشعت الغيوم و رأيت الأرض |
| Saatin ne kadar erken olduğunu fark etmemişim. Bu sabah biraz dikkatim dağıldı da. | Open Subtitles | لم أدركُ فحسب أنّ الوقت مبكر فلقد كنتُ مشتتة قليلاً هذا الصباح |
| Tam söyleyecekken bana "berceste" deyince dikkatim dağıldı. | Open Subtitles | و لقد تشتت إنتباهي أوه ، تعتقد بأن ذلك مضحكاً ؟ |
| Döndüğümde kalabalık dağıldı ve herkes kaçtı. | Open Subtitles | و عندما إستدرت للخلف تشتت الجمع و هرب الجميع |
| Dikkatim dağıldı, çünkü aletler senden daha iyi bir iş yapıyordu. | Open Subtitles | تشتت إنتباهي لأن الأدوات كانت تؤدي عملها بشكل أفضل منك |
| Sovyetler Birliği dağıldı. Ben de özgür kaldım. Cesedi neden havuza götürdünüz? | Open Subtitles | تفككت الدولة, و صرت حراً, لماذا وضعت جثتها في المسبح؟ |
| Gerçekmiş gibi görünüyordu, ama pişirince dağıldı. | Open Subtitles | بدت جيدة، لكنها تفككت عندما طبخّناها. |
| Açıkçası bisiklet hemen anında dağıldı. | Open Subtitles | حسنا، لأكون صادقاً الدراجة تفككت بسهوله |
| Önemli bir şet değil dostum. Özür dilerim. Dikkatim dağıldı. | Open Subtitles | لا ، لاشيئ ، أنا آسف ، أنا مشتت |
| O anda bulutlar dağıldı ve ay ışığı kapladı etrafı. | Open Subtitles | وبينما هي متوقفة، الغيوم تفرقت و تركة ضوء القمر ينساب من خلالها. |
| Evet, televizyonda bir şey gördüm ve dikkatim dağıldı. | Open Subtitles | أجل، رأيت شيئاً على التلفزيون شتت انتباهى |
| Ruth ölüp, tren yolu kullanıma kapandıktan sonra, kafe kapandı ve herkes dağıldı. | Open Subtitles | (نيني) بعدما روث ماتت وسكة الحديد توقفت عن المشي أغلق الكافيه والجميع تفرقوا في الهواء فقط |
| Orada dağıldı, burada birleşti. | Open Subtitles | تفكك هناك و تجمع هناك |
| Bir kadın, bavullarını düşürdü. Eşyaları dağıldı. | Open Subtitles | هناك سيدة مسكينة سقطت أمتعتها, و تناثرت أغراضها في كل مكان |
| Kara bulutlar dağıldı. | Open Subtitles | لقد انقشعت السحب الداكنة |
| Dikkatin mi dağıldı hipnotize mi oldun parmağındaki o koca taş sayesinde? ! | Open Subtitles | هل كنتِ مشتتة أو منوّمة من قبل تلك الصخرة العملاقة في إصبعكِ؟ |
| Senin hatandı Oynarken dikkatim dağıldı. | Open Subtitles | وكان خطأك لقد كنت مشتتا |
| FBI'ın dikkati kasabadaki cinayet ve kargaşayla dikkati tamamen dağıldı. | Open Subtitles | الإف بي ىي مشتتون تماماً من القتل والفوضى التي عمت المدينة |
| Belki Tara'yı da çivi tabancasıyla öldürmek istedi ve aynayı görünce dikkati dağıldı. | Open Subtitles | (ربما خطط لقتل (تارا بمسدس المسامير أيضاً وشاهد المرآة وتشتت إنتباهه |
| Harika bir şekilde dikkatin dağıldı. | Open Subtitles | كنتَ متشتتًا بشكل رائع |
| Dikkatim dağıldı. | Open Subtitles | أنا صُرِفتُ إنتباهه. |