| Çocukken buna benzer bir tane vardı. Bundan biraz daha büyüktü. | Open Subtitles | كان لدي واحدة كهذه عندما كنت صغيراً أكبر من هذه بقليل |
| Koculduğumda yara, daha büyüktü. | Open Subtitles | في الوقت الذي طردت فيه كانت الجروح أكبر من ذلك |
| Kontun ihaneti, kadınınkinden çok daha büyüktü. | Open Subtitles | خيانته كانت أكبر من خيانتها يمكن ان تحدث ابداً |
| Sahara o zamanlar şuan olduğundan çok daha büyüktü. | TED | إن الصحراء الكبرى كانت أكبر بكثير مما هي عليه اليوم |
| Zamanında işkence ettiğim birini hatırlatıyorsun. Biraz daha büyüktü, daha kaslıydı. | Open Subtitles | تذكرني برجل عذبته ذات حين، لعلّه كان أضخم ومفتول العضلات عنك. |
| Evet, tanı konduğunda Brian daha büyüktü. | Open Subtitles | نعم . أعني . براين كان أكبر من أخاه عندما شخصنا المرض |
| Düşündüğümden daha büyüktü ama. | Open Subtitles | كانت اللوحة أكبر مما تخيلت |
| İçerisi daha büyüktü. Bilemiyorum! Uzay gemilerinden ne anlarım ben? | Open Subtitles | كانت أكبر من الداخل ، لا أعرف ما الذى أعرفه عن سفن الفضاء ؟ |
| Burada hareket edecek yeri bile yoktu ve pençeleri bundan dört kat daha büyüktü. | Open Subtitles | لديه بالكاد متسع للتحرك هنا ومخالبه كانت أكبر من هذه أربعة مرات |
| Kendi güneşimizden tam 1,000 kat daha büyüktü ve derin bir maviye bürünmüştü. | Open Subtitles | لقد كان تقريباً أكبر من شمسنا بحوالي 1000 مرة . واشتعل بلون أزرق داكن |
| Kampa saldıran bu izlediğimizden daha büyüktü. | Open Subtitles | هذا الشىء الذى هاجمنا فى المعسكر أكبر من هذا الذى نطارده هنا |
| Aslında, bir kuyruklu yıldızın tacı gerçekten kendi güneşinden daha büyüktü. | Open Subtitles | في الحقيقة، ذُؤابة المذنّب كانت أكبر من الشمس ذاتها |
| Olay McNeil'den çok daha büyüktü. O bize kanıt sağlıyordu. | Open Subtitles | المسألة كانت أكبر من ماك نيل كان يفيدنا بالأدلّة |
| Kafatası sandığımdan daha büyüktü ama göz çukurları küçüktü, bu sınırlı bir görme duyuları olduğunu gösteriyordu. | Open Subtitles | الجمجمة كانت أكبر بكثير مما كُنت أتوقع فراغات العين كانت صغيرة مما يعني هذا حُدود فى الرؤية |
| Buzullar çok daha büyüktü. | TED | كانت الجبال الجليدية أكبر بكثير |
| Tabii ki karar Myriad'dan daha daha büyüktü. | TED | و لكن بالطبع، القرار أكبر بكثير من Myriad |
| Senden daha büyüktü ve cüzdanı daha şişkindi ama doğrusu, canımı sıkmadığın zaman, bana onu hatırlatıyorsun. | Open Subtitles | كان أضخم منك و كانت محفظته أكبر لكن صدقني عندما لا تكون مزعجاً, تذكّرني به |
| O şey şimdiye kadar gördüğüm tüm Lycanlardan en az iki kat daha büyüktü. | Open Subtitles | ذلك الشييء كان أكبر مرتين من أيمُستذئبرأيتهفيحياتي. |
| Ama herkesin sandığından daha büyüktü. | Open Subtitles | لكنه كان أكبر مما يدرك أحد |
| Karşı saldırıları umduğumuzdan daha büyüktü ve kaçmakta zorlandık. | Open Subtitles | هجومهم المعاكس كان اكبر مما تصورنا واجبرنا على الفرار |