Hikaye akışında düşünmekten asla kurtulamazsınız, fakat ne kadar hikayelerle düşündüğünüzü görebilir ve daha iyi kararlar alabilirsiniz. | TED | لا يمكنك الهرب من نمط التفكير بخصوص القصص، ولكن يمكنك تحسين مدى اعتقادك في القصص، واتخاذ قرارات أفضل. |
Tabii ki daha iyi kararlar almamız için bilgisayar kullanabiliriz, kullanmalıyız da. | TED | نعم، نحن نستطيع ويجب علينا أن نستخدم الحساب ليساعدنا على اتخاذ قرارات أفضل. |
Stoisizmi yüksek stresli ortamlarda ayakta kalabilmenin bir yolu olarak, hatta daha iyi kararlar verebilmenin bir yolu olarak görmenizi isterim. | TED | وأود أن أشجعكم على التفكير في الرواقية تفكيرًا مختلف قليلًا، باعتبارها نظام أساسي للنمو في بيئات الضغوط العالية، لاتخاذ قرارات أفضل. |
Bazı Büyük Veri sistemlerine yatırım yaptık ama çalışanlarımız daha iyi kararlar vermiyor | TED | استثمرنا في مجال البيانات الضخمة ولا يتخذ الموظفون لدينا قرارات أفضل. |
Çünkü ne kadar çok insan oy kullanırsa toplumumuz için birlikte daha iyi kararlar alırız. | TED | لأنه عندما يزداد عدد المصوتين، فسنتخذ معًا قرارات أفضل لمجتمعاتنا. |
Senaryo planlamasının yardımıyla şehir plancıları, insan yerleşimi ya da sanayi alanları gibi yapıları nasıl genişletecekleri hakkında daha iyi kararlar alabilir. | TED | عبر تخطيط السيناريو المساعد، بإمكان مصممي المدن أيضًا اتخاذ قرارات أفضل حول كيفية توسيع البنية التحتية، فإما أن تكون مناطق سكنية أو مناطق صناعية. |
Hava kirliliği sorunu üzerine düşündükçe onu nasıl yönettiğimiz konusunda daha iyi kararlar almamız gerektiğini anladım. Sorunun büyüklüğü düşünülünce, bunun ortak işbirliği ile yapılması gerekliydi. | TED | عندما فكرت في مشكلة تلوث الهواء، أصبح من الواضح احتياجنا لإيجاد طريقة جديدة للتفكير لأجل قرارات أفضل حول كيفية إدارتنا لمشكلة تلوث الهواء، ونظرًا لحجم المشكلة، كان لزامًا علينا التفكير بطريقة تعاونية. |
Ancak, bir bilim insanı olarak araştırma yapmak için çoğunlukla federal fonlar kullanıldığına inanıyorum. Çevre politikamız hakkında daha iyi kararlar verebilmeleri için bilgi birikimimi kamuoyuna, ajans başkanlarına ve kongre insanlarına, paylaştıkları için basına borçluyum. | TED | ولكني أؤمن بحق كعالمة وباحثة، تستعين بدعم الصندوق الفدرالي لتمويل أبحاثها، أدين بما وصلت إليه للمجتمع، لرؤساء المؤسسات وأعضاء الكونجرس فمن واجبي أن أطلعهم على النتائج التي توصلت لها حتى يتمكنوا من الاستفادة منها لاتخاذ قرارات أفضل فيما يخص السياسة البيئية. |
Ve daha iyi kararlar verebiliyorlar. | TED | ويقومون باتخاذ قرارات أفضل. |
İnsanları objelerimizle karşı karşıya getirmek, bir şekilde onları, zamanları, mekânları bizimkinden çok farklı ama yine de bizim gibi olan insanlarla tanıştırmaktır. Yaşarken umutları ve hayalleri olan, hayal kırıklıkları ve başarıları olan insanlarla tanıştırmak ve kendimizi daha iyi anlamamızı sağlamak ve nereye gideceğimiz konusunda daha iyi kararlar almamıza yardım etmektir. | TED | إن وضع المعروضات وجهاً لوجه مع الناس هو بطريقة ما تقريبهم من الناس واختصار الزمان والمكان، وتعريفهم بحياة أناس تختلف كثيراً عن حياتنا، ومع ذلك فقد كان لديهم أحلام وآمال مثلنا تماماً، إحباطات وأنجازات في حياتهم. وأعتقد أنه بهذه الطريقة نستطيع فهم أنفسنا بشكل أفضل واتخاذ قرارات أفضل في ماذا نريد أن نصبح |