| Eminim o kadının dairesine giren biri, bir sürü şey öğrenebilir. | Open Subtitles | أثق من أنه يمكن تعلّم الكثير من دخول شقة تلك المرأة |
| İki adam zorla karşı komşumun dairesine girdi ve galiba onlardan birini tanıdım. | Open Subtitles | لقد قام رجلين بإقتحام شقة جاري الواقعة قبلة شقتي أعتقد أنني أميز أحدهم |
| Öldüğü gece dairesine gittim bunu cesedinin yanındaki kahve sehpasının üzerinde buldum. | Open Subtitles | بليلة وفاته ، توجهتُ الى شقته ووجدتُ هذا على الطاولة المجاورة لجثته |
| dairesine böcek kontrol görevlisi olarak gireceğim. Daireyi temizleyeceğim. | Open Subtitles | سأذهب بصفتي من مكافحة الحشرات، وسأرش شقتها |
| Mickey, yarın bir kaç kişiyle Luca'nın dairesine git. | Open Subtitles | مايكى غدا خذ رجلين معك و اذهبوا لشقة لوكا و انتظروة حتى يأتى |
| Dreyfus'un dairesine gittiler ve casusluk işaretleri için aramalar yaptılar. | TED | لقد ذهبوا وفتشوا شقة درايفوس، بحثًا عن أي دلائل تُشير إلى التجسس |
| Şimdi, umarım bu Bay Rinditch'in dairesine girmekten uzak tutar, Stanley. | Open Subtitles | اتمنى ان هذا سوف يُشجعك على الاّ تتسلل الى شقة السيد رينديتش |
| Bayan Paisley, Rinditch'in dairesine girmiş ve söylediğin her şeyi yapmış olsaydın, parmak izlerin her tafarta olurdu. | Open Subtitles | انسة بيسلى, لو كنت دخلت شقة رينديتش وفعلت كل شئ ذكرتيه لنا لكانت بصماتك ستملأ ارجاء المكان |
| Dr. Emma Russell'ın Oxford, High Street'deki dairesine giriyorum. | Open Subtitles | دخول شقة الدكتورة ايما راسيل بالطريق السريع لأكسفورد |
| Küçük Jerry buradan Newman'ın dairesine 30 saniyenin altında koştu. | Open Subtitles | ركض جيري الصغير من هنا إلى شقة نيومان في أقل من نصف دقيقة. |
| Şimdi Vera'nın dairesine gelmeni... ve onun yanında, ona bir milyon dolar verdiğini söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تأتي حالاً إلى شقة فيرا وتخبرني أمامها أنك أعطيتها مليون دولار |
| Neredeyse yetişkin. dairesine pek çok genç kadın girip çıkıyor. | Open Subtitles | إنها بالغة، الكثير من النساء يدخلن و يخرجن من شقته |
| Geçen gün dairesine gittim ve onun snowboard'u hala oradaydı. | Open Subtitles | ذهبت الى شقته البارحه ولوح التزلج خاصته لا يزال هناك |
| Sonra onu ayartıp dairesine götürmüş evli değil numarası yapmış. | Open Subtitles | و بعدها أغواها للنزول إلى شقته متظاهرا أنه غير متزوج و بعدها اجبرها للجلوس على طاولة البيانو |
| Tiyatrodan geri döndüğünüzde, hiçbirinizin onun dairesine girmemesi için. | Open Subtitles | حتى يمنعكم من دخول شقتها عندما تعودون من المسرح |
| Geçen hafta akşam yemeğinden sonra beni dairesine davet etti. | Open Subtitles | بعد العشاء بالأسبوع الماضي، دعتني إلى شقتها |
| - dairesine odun taşımam gerekti, bodrumdan. - Öyle mi? 37, 38... | Open Subtitles | كان عليّ أن أساعدها في حمل الحطب من القبو إلى شقتها |
| Bu sabah polisten Mulder'ın dairesine gitmem için bir telefon aldım. | Open Subtitles | مبكراً هذا الصباح تلقيت مكالمة من الشرطة.. سألوني أن آتي لشقة العميل مولدر. |
| Taub, Kutner, dairesine gidip nörotoksin arayın. | Open Subtitles | اذهبوا إلى شقّته وافحصوه بحثاً عن السموم العصبيّة |
| Beni ayartıp dairesine götürdü. Piyano koltuğuna oturttu. | Open Subtitles | لقد أغواني بالنزول لشقته و جعلني أجلس على طاولة البيانو |
| Babam ailenin geri kalanını topluyor ve aşağıya indiriyor bodruma, kazan dairesine. | Open Subtitles | والدي و بقية العائلة هربو إلى الدور الأسفل لغرفة الغلي, إلى القبو |
| Carol Tobin kayıp. dairesine günlerdir uğramamış. | Open Subtitles | كارول توبن متوارية عن الانظار ، لم تعُد الى شقّتها منذ أيّام |
| Gerçekten biraz garip gelecek ama onun dairesine girmem gerekiyor. | Open Subtitles | سيكون هذا غريباً ولكني احتاج ان ادخل لشقتها |
| Bay Holmes'ın dairesine ulaşmak için ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. | Open Subtitles | لا اعرف كيف يمكن الوصول لمنزل السيد هولمز و هؤلاء العرائس يطوفون في الشوارع |
| Gecenin bir yarısı ölü bir adamın dairesine yalnız başına gitmek sayılır mı? | Open Subtitles | هل الدخول إلى شُقة رجل ميّت لوحده في مُنتصف الليل يُعتبر تقليدياً؟ |
| Tony, diğer kızlarla konuşmakla meşgulken ben de Melissa Tourney'in dairesine gittim. | Open Subtitles | عندما كان يتحدث مع "الفتيات الأخريات" لقد ذهبت الى شقه ميليسا تورنى |
| Bence kurbanlar bir şekilde vergi dairesine getirilip öldürüldüler. | Open Subtitles | أجل،أعتقد أنه تم إستدراج الضحايا لمكتب الضرائب و تم قتلهم |
| Eğer Everett onun, dairesine giren adam olduğunu anlamışsa sudan çıkar çıkmaz onu polise ihbar ederdi. | Open Subtitles | لو تعرف (إيفرت) على الرجل بأنه هو من عبث بشقته فلــن يخرجه من المقعده |
| Bir keresinde dairesine uğradım, ev sahibi onun gittiğini söyledi. | Open Subtitles | مررت بشقتها ذات مرة، لكن صاحب السكن قال أنها رحلت |