| Ama öyle davranmıyorsun. Her şey sana yarış gibi geliyor. | Open Subtitles | حسنا, الأمر ليس بأنه كيف تتصرف دائما ما نتنازع على كل شيء |
| Bir film yıldızı olduğunu düşündüğüm için anlaştım ve uzunca bir süredir öyle davranmıyorsun. | Open Subtitles | بل لأنك نجم سينمائي ولم تتصرف على هذا النحو منذ زمن |
| Neden artık 14 yaşında gibi davranmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لم تعد تتصرف كطفل في الـ 14 من عمره بعد الأن ؟ |
| Madem bizimle olmak istiyorsun, neden normal davranmıyorsun? | Open Subtitles | أتريْن، أنت تريدين أن تظلي معنا، فلماذا إذن لا تتصرفين بشكل طبيعي؟ |
| Öyle birisi gibi durmuyorsun. Öyle birisi gibi davranmıyorsun. Ben de sana öyle birisiymişsin gibi davranmadım. | Open Subtitles | أنت لا تبدين أو تتصرفين مثل شخص آخر أنا لم أعاملك مثل أي شخص آخر |
| Ama pek de tuzağa düşmüş bir adam gibi davranmıyorsun. | Open Subtitles | ولكنّك لا تتصرّف كالرجل الذي تمّ تلفيق التهمة له. |
| Yapma ama... Onun davrandığından daha kötü davranmıyorsun ki? | Open Subtitles | بالله عليكِ, أنتِ لا تتصرّفين بقدر ماتقترف هي من مساوئ. |
| Bana şef gibi davranarak ama öyle davranmıyorsun. | Open Subtitles | كان باستطاعتك معاملتي وكأني الرئيسة ولكنك لم تعاملني |
| Ama gerçekten, onun yanındayken kendin gibi davranmıyorsun. | Open Subtitles | لكن صدقاً ,. لم تكن تتصرف كــ نفسك بقربها |
| Takım olarak hareket etmemiz gerekiyor ama sen hiç öyle davranmıyorsun. | Open Subtitles | يفترض بنا جميعا أن نتصرف كفريق, لكنك لم تتصرف أبدا بتلك الطريقة. |
| Tıpkı arkadaşım Danny Burton'a benziyorsun ama hiç onun gibi davranmıyorsun. | Open Subtitles | لإني أنا أعني أنت تشبه صديقي داني بريتون ولكنك لا تتصرف وكأنك هو |
| Tanıdığım homoseksüeller gibi davranmıyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تتصرف مثل أي مثليون الجنس الذين أعرفهم أنت لا تعرف أي مثيلي الجنس |
| Bilmiyorum ama eskiden olduğun gibi davranmıyorsun artık. | Open Subtitles | لا اعرف و لكنك لم تعد تتصرف كما كنت |
| - Zaten ordayım, Peter. - Bir polis gibi davranmıyorsun, Frank. | Open Subtitles | ــ أنا بالفعل بداخلك يا " ماكاب " ــ أنتَ لا تتصرف كشرطىّ |
| Hey! Kesinlikle güvenebileceğim biri gibi davranmıyorsun. | Open Subtitles | انت لم تتصرف كشخص يمكن الوثوق به |
| Peggy, canım, bunu neden yaptığını, anlıyorum ama ama şu anda hiç profesyonelce davranmıyorsun. | Open Subtitles | بيغي يا عزيزتي اعتقد باني أفهم بما يدور هنا لكنك لا تتصرفين بإحتراف الآن |
| Açıkça belli ki hâlâ mantıklı davranmıyorsun, zaten bence psikiyatristinin de üstünde durduğu konu bu. | Open Subtitles | هذا غير عقلاني , يبدو أنكِ لا تتصرفين بعقلانية بعد و الذي , على ما أظن , هي النقطة التي يريد طبيبكِ النفسي توضيحها |
| Bir şey oluyor. Normal davranmıyorsun. | Open Subtitles | شئ ما طرئ ,فأنتِ تتصرفين بجنون |
| Hiç normal davranmıyorsun. | Open Subtitles | أنتَ تتصرّف بعصبيّة |
| Kesinlikle öyle davranmıyorsun. | Open Subtitles | وبالتأكيد لا تتصرّفين من ذاك المنطلق. |
| İyi davranmıyorsun. | Open Subtitles | انت تعاملني بقسوة |
| Neden sadece eski ritmimize tekrar geri dönmüşüz gibi davranmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تتظاهر كأننا نتمشى بالخلف ونقوم بالايقاع مجدداً ؟ الترجمة ليست دقيقة المعذرة# |
| Rahibe gibi davranmıyorsun. Rahibeler böyle konuşmaz. | Open Subtitles | لاتتكلمين وبالتأكيد لاتتصرفين كراهبة |