Asıl sorun birçok kimsenin bunu oynamaya değer bir oyun olarak görmemeye başlaması. | TED | المشكلة هى أن الكثير من الناس بدؤوا يعتقدون أنها لعبة لا تستحق أن تُلعب. |
Evet, bu bir risk ama almaya değer bir fark olup olmadığına babanız karar vermemeli mi? | Open Subtitles | نعم , إنها مقامرة لكن ألا يجب أن يكون من يقرر هو والدك إذا كانت مقامرة تستحق أن نخاطر بها ؟ |
Temel fizik yasalarımız 'geçmiş' ve 'gelecek' arasında, dikkate değer bir ayırım yapmaz. | Open Subtitles | هناك إدراك معين بأن قوانيننا الفيزيائية الأساسية.. لا تقيم تمييزاً ذو قيمة بين الماضي و المستقبل. |
Peşinde koşmaya değer bir şey için, sıkıntı çekmemiz icap eder, birazcık da olsa. Fotoğrafçılığım için göze aldığım bu küçük sıkıntılar, işime ayrı bir değer kattı, ki bu benim için dergilerin sayfalarını doldurmaya çalışmaktan çok daha anlamlıydı. | TED | فأي شيء ذو قيمة يتطلب المعاناة حتى ولو بشكل يسير، وأن ذلك القدر اليسير من المعاناة الذي تحملته لالتقاط صوري، قد أضاف قيمة إلى عملي وجعله ذو معنى بالنسبة لي أكثر من مجرد محاولة ملء صفحات المجلات. |
Eğer gülmeye değer bir şey görmezsen, görmüş gibi yap ve gül. | Open Subtitles | فإن لم ترَ ما يستحقّ الضّحك؛ .تظاهر أنّك تراه، ثمّ اضحك |
Bir kadının aynısını bulmuş olsaydınız ve denemeye değer bir ilişkiye başlayacağınızı düşünürseniz-- | Open Subtitles | إذاوجدتأمرأةذات شخصية... متطابقة لشخصيتك وظننا أنك ستنشيء .. |
Mücadele eden binlerce sanatçının yanında söylemeye değer bir şeylerim olabilir mi? | Open Subtitles | جميع الآلاف من الفنانين المناضلين إننى أنا من يمتلك شيئاً يستحق قوله |
Konuşmaya değer bir şeymiş herhâlde. | Open Subtitles | قد يكون هذا شأناً جديراً بالنقاش |
Sence bu anlatılmaya değer bir hikâye değil mi? | Open Subtitles | ألا تعتقد بأنها قصة تستحق أن تحكى ؟ |
Hatırlanmaya değer bir şey olsaydı hatırlardık. | Open Subtitles | اذا كانت تستحق أن نتذكرها سوف نتذكرها |
İkinci kaptanınla paylaşmaya değer bir içgüdü. | Open Subtitles | الغريزة تستحق أن تشركها مع مساعدك |
Ama henüz kayda değer bir şey bulunamadı. | Open Subtitles | لكن لا شيء ذو قيمة تم اكتشافه. |
Beckett dikkate değer bir şeyler getirdi mi? | Open Subtitles | عمل بكيت أن يجلب أي شيء ذو قيمة أي شيء؟ |
Bana kalırsa bu gerçekten dikkate değer bir öykü, ve dikkate değer bir fırsat. Newton'a geri dönersek, uzay bomboş, hiç birşeyin olmadığı bir arena, evrensel olayların gerçekleştiği bir sahne. | TED | و بالنسبة لي فإن هذه القصة على درجة عظيمة من الأهمية، و فرصة نادرة. بالعودة إلى زمن نيوتن حيث الفضاء ذو قيمة مطلقة -- لا يوفر أي شيء سوى أنه حلبة، ساحة تجري فيها أحداث الكون. |
Söyle bakalım hayatım almaya değer bir şeyin var mı? | Open Subtitles | مارأيكِ، عزيزتي ؟ ألديكِ ما يستحقّ أخذه ؟ |
Geri kalanlar gemiyi araştırabilir. Satmaya değer bir şeyler var mı ona bakarız. | Open Subtitles | أمّا بقيّتنا فسنفتّش السّفينة، لنتبيّن لو أنّ ثمّة ما يستحقّ البيع. |
Aynı kadını bulduysanız bile denemeye değer bir ilişkiye başlayacağınızı mı düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | إذاوجدتأمرأةذات شخصية... متطابقة لشخصيتك وظننا أنك ستنشيء .. علاقة مثمرة |
Saklamaya değer bir şey sakladığını anlatıyor.Türk hapishanesi mi? | Open Subtitles | تخبرني أنك تخفين شيئاً يستحق إخفاءه هل هو السجن التركي؟ |
Hala konuşmaya değer değer bir şeylerim varmış gibi bana baktı. | Open Subtitles | لقد نظر إليَّ كأني إنسانة... مازالت تملك شيئاً يستحق... التحدث عنه. |
Konuşmaya değer bir şeymiş herhâlde. | Open Subtitles | قد يكون هذا شأناً جديراً بالنقاش |