| Ve bunu değiştirmenin tek yolu kendi işimizi yapıp kendi fikirlerimizle gelmeye başlamak. | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة لتغيير ذلك اذا بدأنا بالقيام بأعمالنا الخاصة ونبدأ نقترح افكارنا الخاصة |
| Çünkü bilinci değiştirmenin ve çevrenizdeki dünyayı değiştirmenin tek yolu kendinizle başlamak. | TED | لأن الطريقة الوحيدة لتغيير الوعي وتغيير العالم حولنا، هي البدء بنفسك. |
| Jüri için u gerçeği değiştirmenin tek yolu beni avukat olurken görmeleri. | Open Subtitles | حسنا, الطريقة الوحيدة لتغير الحقيقة هي لهيئة المحلفين ان يروني كمحامي |
| Jüri için u gerçeği değiştirmenin tek yolu beni avukat olurken görmeleri. | Open Subtitles | حسنا, الطريقة الوحيدة لتغير الحقيقة هي لهيئة المحلفين ان يروني كمحامي |
| Geçmişi değiştirmenin tek yolu bugünü değiştirmektir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيده لتغيير الماضي هي بتغيير الحاضر |
| Dünyayı değiştirmenin tek yolu... | Open Subtitles | الطريقة الوحيده لتغيير العالم... |
| Bunu değiştirmenin tek yolu oyunda yer almak. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتغيير ذلك ؛ هي إمتلاكُكَ الخدع في اللعبة |
| Ya bütün bunları değiştirmenin tek yolu silbaştan yapmaksa? | Open Subtitles | ماذا إن كانت الطريقة الوحيدة لتغيير الأمور هنا هي البدء من جديد؟ |
| Olivia'nın trafik ışığını değiştirmenin tek yolu birinin kızılötesi yayıcı kullanması. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتغيير الأشارة المقابلة لـ(أوليفيا)، هيَ بـ"مولد آشعة تحت الحمراء". |
| Çünkü toplumumuzu değiştirmenin tek yolunun ve son zamanlarda gerçekten iyileşme gösteren adalet sistemimizi değiştirmek için tek yolun bu sistemleri doğrultmaya yardım etmekten geçiyor. | TED | لأنني أشعر أنها الطريقة الوحيدة لتغيير مجتمعنا. الطريقة الوحيدة لتغيير النظام القضائي ... والذي قد تحسن كثيراً في بلدنا ... هي المساعدة في الحصول على أنظمة صحيحة. |
| Bu gerçeği değiştirmenin tek yolu, jürinin beni bir avukat olarak görmesidir. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لتغير هذه الحقيقة هي لهيئة المحلفين ليروني كمحامي |