| Mike Oates diye bir adam var. Mike Oates İngiltere'de yaşıyor. | TED | وهناك هذا الرجل مايك أوتيس . مايك أوتيس يعيش في المملكة المتحدة |
| Alman ama Hollanda'da Der Haagen'de yaşıyor. | Open Subtitles | هو ألمانيّ، لكنّه يعيش في دير هاجين، هولندا |
| Evet, Kuzey'de yaşıyor. Kenar mahallelerde. | Open Subtitles | أجل، إنه يعيش في الشمال في مكان ما في الأحياء الفقيرة |
| Marie'nin tatilleri için satın aldım. Annesiyle birlikte Rennes'de yaşıyor. | Open Subtitles | .اشتريتها لأجل عطلات ماري هي تعيش في رين مع والدتها |
| Çok fazla şimdi de yaşıyor. | Open Subtitles | .. إنها تعيش في الحاضر أكثر مما ينبغي و .. |
| Chuck ve Linda halen Bayonne, New Jersey'de yaşıyor. | Open Subtitles | (تشاك) و (ليندا) ما زالا يعيشان في "بايون"، نيو جيرسي |
| Araç ruhsatı kayıtlarına göre, halen Doğu Harlem'de yaşıyor. | Open Subtitles | هي لا تزال تقطن في (هارلم الشرقية) ـ4211 شرقاً، المنزل 11، الشارع السابع |
| İsrailli. Tel Aviv'de yaşıyor. Bir bankada çalışıyor. | Open Subtitles | مواطن إسرائيلي، يعيش في تل أبيب يعمل في بنك |
| Silver Lake'de yaşıyor. Adresini e-postayla yolladım. Harekete geçiyoruz. | Open Subtitles | يعيش في سيلفر ليك أرسلت لكم العنوان بالبريد الالكتروني |
| Simi Valley'de yaşıyor ve Banning Tıbbi Malzeme'de çalışıyor. | Open Subtitles | هو يعيش في ,سيمي فالي,و يعمل في بانينغ للامدادات الطبي. |
| Sunderland'de yaşıyor. | Open Subtitles | وهو يعيش في سندرلاند وعمره أكثر من 84 سنة |
| Sonra Dallas, Fort Worth'de yaşıyor, 62 ekiminde... altı aylığına Jaggars-Chiles-Stovall'da çalışıyor. | Open Subtitles | الشيء التالي , انه يعيش في دالاس فورت وورث , أكتوبر '62 عمل ستة أشهر في جاجرو - شيلي |
| Dublin'de yaşıyor. Orada böyle bir oyuncak bulamaz. | Open Subtitles | يعيش في " دبلن " لا أجد ألعاباَ مثلها هناك |
| Auburn'de yaşıyor, bildiğim kadarıyla. | Open Subtitles | هو يعيش في أوبورن , على حسب علمي |
| Diane Marie Goehring, birkaç saat mesafedeki Shelby'de yaşıyor. | Open Subtitles | ديانا ماري غورنغ تعيش في شيلبي على بعد عدة ساعات |
| Şu an D.C.'de yaşıyor bildiğimiz kadarıyla yalnız olarak. | Open Subtitles | و الآن تعيش في العاصمة وحيدة على حسب علمنا |
| - Hiç evlenmemiş, ebeveynleri ölmüş, kız kardeşi Phoneix'de yaşıyor. | Open Subtitles | -لم يتزوج، والداه متوفيان، أخت واحدة تعيش في "فينكس ". |
| Onu üç aydır görmedim. Stockholm'de yaşıyor. | Open Subtitles | لم أراها لثلاثة أشهر إنها تعيش في ستوكهولم |
| Brooklyn'de yaşıyor. Aslen Yonkers'dan. | Open Subtitles | هي تعيش في بروكلين، ولكن أصلها من يونكرز |
| Dal Bello temiz görünüyor, 10 yıl önceki huzuru bozma suçlamasını saymazsak ve Devlet Gelirleri Dairesi Queens'te "Trinity Restoran Tedarik" şirketi için hakkında çalışma başlatmış, kendisi ve karısı Sunnyside'de yaşıyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ (دال بيلو) سليماً، ما عدا تهمة سلوك مخالف للنظام والآداب العامة قبل 10 سنوات، ومصلحة الضرائب تضعه يعمل في تزويد مطعم (ترينتي) هنا في (كوينز)، -وهو وزوجته يعيشان في (سانيسايد ). |
| Evet, ta kendisi olur ama aslen L.A.'de yaşıyor. | Open Subtitles | أجل ، هي نفسها التي أصبحت (تقطن في (لوس انجلس |
| Dubai'de yaşıyor, ve evlendikten sonra oraya gideceğim. | Open Subtitles | إنه يقيم في "دبي", وبعد الزواج سأذهب برفقته |
| St. Peter Prot'ta, Guernsey'de yaşıyor." | Open Subtitles | يقطن في شارع (سان بيتر بورت) في (غيرنزي)" |
| "Öldüğünü düşünse de yaşıyor olacak" | Open Subtitles | في ظل القدير يبيت |