| - Öyle denebilir. - Eh, herkesin kötü günleri olmuştur. | Open Subtitles | يمكنك قول هذا نعم، العالم بأكمله كان لديه يوم سيئ |
| Aynısı senin için de denebilir. Seni buraya getiren ne? | Open Subtitles | يمكنني قول المثل عنكَ ما الذي جاء بكَ إلى هنا؟ |
| Yani. Evet, sanırım karımı ben öldürdüm denebilir. | Open Subtitles | لذا , أجل , يمكنك قول ذلك لقد تسببت فى قتل زوجتى |
| Musevi'yim ama ibadet etmem yani kötü bir Musevi'yim denebilir. | Open Subtitles | و انا لست مزاولاً لذا انا نوعاً ما يهودي سيئ. |
| Hatta güzel bile denebilir. | Open Subtitles | بكونها تلعب في سباق التزلج هذا. في الحقيقة, أعتقد أنه شيءٌ بديعٌ نوعاً ما. |
| Öyle denebilir. Ama daha önce bir kez uygulandı. | Open Subtitles | يمكنك قول ذلك، ولكنّها استعملت مرّة من قبل |
| Boyle de denebilir, evet, ama o kendini ilerici olarak tanimliyor. | Open Subtitles | بإمكانك قول ذلك و لكنه يصف نفسه بأنه صاحب بصيرة |
| Evet, öylede denebilir. Hank bana ne gördüğünü anlatırmısın lütfen | Open Subtitles | أجل , تستططيع قول هذا , هل يمكنك اخبارى , ما رأيت ؟ |
| - Savaştan çıkmış gibisin. - Öyle de denebilir. | Open Subtitles | ـ يبدوا عليكِ بأنكِ كنتِ بحرب ـ يمكنك قول هذا |
| Öyle de denebilir. Soğuk Savaşı'mız alevlendi. | Open Subtitles | يُمكنك قول ذلك، حربنا الباردة تحوّلت إلى حارّة. |
| Öyle denebilir. | Open Subtitles | حسناً، أعتقد بأنك تستطيع قول ذلك |
| Galiba çok zor bir gün geçirdin. Öyle denebilir. | Open Subtitles | أعتقد أن يومك كان قاسياً للغاية - يمكنك قول ذلك - |
| Ve biraz tahrik oldum denebilir. Tabii kafamı koparmayacaksan. | Open Subtitles | وهذا مثير نوعاً ما إلا إذا كنت ستجز رأسي |
| Öncelikle, şapka o sene modaydı denebilir. | Open Subtitles | حسناً ، أولا القبعات كانت موضة هذا العام ، نوعاً ما |
| İkincisi, her zaman bir gelecek kuramayacağım kadınları kovalamadım denebilir. | Open Subtitles | ثانياً ، انا لا أختار نساء دائماً ليس هناك مستقبل معهم ، نوعاً ما |
| Öncelikle, şapka o sene modaydı denebilir. | Open Subtitles | حسناً ، أولا القبعات كانت موضة هذا العام ، نوعاً ما |
| Hatta şey denebilir... | Open Subtitles | .. عليك الجحيم، ربما عليك تسميته |
| Lakin biz ona biraz "güncelleme," biraz "hack" yaptık denebilir. | TED | لكن قمنا بعمل "تجديدًا" قليلًا عليه، "اختراقا" قليلًا، إن جاز التعبير. |
| Yani, buna kısaca işbirliği denebilir. | TED | أتعلم، يمكنك أن تسميه بالتعاون، بشكل رئيسي. |
| Maximillian, ölüm uzmanı denebilir. | Open Subtitles | من الممكن ان تقول انا الاسطورة متذوق الموت |
| Emekli edildim denebilir. | Open Subtitles | يمكنك القول إنني أجبرتُ على التقاعد |
| Bir tür ikinci göz de denebilir. | Open Subtitles | نوع من العين الثانية، اذا صح التعبير. |
| Boşanmanın eşiğindeyim denebilir. | Open Subtitles | انا نوعا ما وسط حالة من التشتت بسبب الطلاق |
| Evet, öyle denebilir. | Open Subtitles | نعم، بإمكانكِ أن تقولي ذلك. |
| - Öyle denebilir. - Ben dedim. Peki, siz söyler misiniz? | Open Subtitles | ــ يمكنك أن تقول ذلك ــ لقد قلت ذلك بالفعل، أيمكنك أنت أن تقول ذلك؟ |
| Küçük yaştan itibaren üzerimde kadınların etkisi büyük oldu denebilir. | Open Subtitles | يمكنكم القول بأن تأثير المرأه كان ثقيلاً علي منذ سنً صغير |
| - Evet, "macera" da denebilir. | Open Subtitles | ـ أجل "مغامرة" .إنها الطريقة الوحيدة لوصف ذلك |
| Öyle de denebilir. | Open Subtitles | جامع آثار نادرة هذه إحدى طُرق قولها لما لا تَجْلس ؟ |