| 32 yaşındayım artık! Sana ders vermeye falan da çalışmıyorum ayrıca. | Open Subtitles | أنا في الـ 32 الآن و أنا لا أحاول ان ألقنك درساً |
| Sadece bize ders vermeye çalışıyordu. Güven ve saygı. | Open Subtitles | كانت تحاول فقط أن تعلمنا درساً عن الثقة و الاحترام |
| Sana küçük bir ders vermeye gelmiştim fakat bu soytarılar, bana daha güzel bir fikir verdiler. | Open Subtitles | جئت لتلقينك درساً صغيراً. لكن هؤلاء المهرجين أعطوني فكرة أخرى. |
| Beni iyi yetiştirmediler. Elbiselerini çıkarttıktan sonra yatağa gelip bana bir ders vermeye ne dersin? | Open Subtitles | حسنا، أنا رجل سىء لماذا لا تخلعى ملابسك وتأتى لتلقنينى درسا على السرير. |
| İçkilerini bile tutamıyorlardı. Geçen gece geldiklerinde etrafı karıştırdılar, ben de bir onlara ders vermeye karar verdim. | Open Subtitles | يأتي في ليلة أخرى تسبب المتاعب، لذلك علمت 'م درسا. |
| Yarı zamanlı olarak özel ders vermeye başladı. | Open Subtitles | لقد عمل بدوام جزئي كمدرس لـ "إختبارات الكفاءة الدراسية" |
| Geri döneli daha 5 dakika oldu ama kalkıp bize ders vermeye mi çalışıyorsun? | Open Subtitles | رجعت لـ5 دقائق والآن أنت تحاضرنا عن خطّتك العبقريّة. |
| Ona ders vermeye karar verdim bisikleti çalındı sansın diye bisikleti ben aldım. | Open Subtitles | لذا، قرّرت تعليمه درساً و أدعه يظنّ أن درّاجته قد سرقت |
| Konsolos gizlice hepimize bir ders vermeye karar vermiş. | Open Subtitles | القنصل قرر ان يعطينا كلنا درساً عن السرية |
| Ona bir ders vermeye çalışıyordum. Yani sadakat olmadan, biz bir hiçiz. | Open Subtitles | كنتُ أحاول تلقينه درساً فحسب، أقصد، فنحن لا شيء بدون الولاء. |
| Kızıma doğru şeyi yapmakla ilgili ders vermeye çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت أحاول تعليم ابنتي درساً بشأن التصرف الصحيح |
| Peki ya o iki beyaz hergelenin gırtlağı kesilince... iki düzine daha beyaz hergele silahlarını alıp... sana ve öbür çekik gözlü arkadaşlarına... bir ders vermeye karar verirse? | Open Subtitles | حسن، ماالذي سيحدث إن قطع عنق الوغدين الأبيضين ثم جاءت دزينتان أخريان من الأوغاد البيض وأخرجوا أسلحتهم وقرروا تلقينك درساً أنت وأصدقاؤك الصينيون؟ |
| Karma'nın bana "Kim bulduysa onundur"la ilgili ders vermeye çalıştığını sanıyordum ama şimdi hiçbir şey anlamıyorm. | Open Subtitles | اعتقدت أن العاقبة الأخلاقية أخذتها حتى تعطيني " درساً بشأن " من يجد شيئاً يحتفظ به و الآن لست متأكداً من معنى كل ما حدث |
| Onlara iyi bir ders vermeye karar verdiler. | Open Subtitles | حسب المعطيات، قرروا تلقينهم درساً |
| Burada sana bir ders vermeye çalışıyorum ve sen hiçbir şey öğrenmedin mi? | Open Subtitles | أحاول تعليمك درساً ولم تتعلّم شيئ بعد؟ |
| Onun anlatışına bakarsak birileri ona bir ders vermeye çalışmış. | Open Subtitles | عند الإستماع إلى وصفه، يبدو وكأنّه -كان هناك شخص يحاول تلقينه درساً |
| Hutch'ın dediğine göre, sadece kıza bir ders vermeye çalışıyorlarmış. | Open Subtitles | نعم،"هاتش" قال إنهم كانوا فقط يحاولون أن يلقونها درسا |
| Bana ders vermeye kalkma! Anladın mı? | Open Subtitles | ثم سيقتلكم كلكم فقط ليلقنني درسا |
| Yarı zamanlı olarak özel ders vermeye başladı. | Open Subtitles | لقد عمل بدوام جزئي كمدرس "لـ "إختبارات الكفاءة الدراسية |