| Jim'le tanışmadan önce Devon'daki komşularından biriyle kısa süre nişanlı kaldım. | Open Subtitles | كنت معتادة على الزيارة لجار له فى ديفون قبل ان اقابله |
| Devon'un Kent'in mezarına gittiğini biliyoruz. Jimmy'e özür dilemek için olduğunu söyledi. | Open Subtitles | نعرف بان ديفون كان ليزور قبر كينت, على حد قول جيمي للاعتذار |
| Hep birlikte Camilla'nın Devon'daki evinde, keyifli bir tatil yapmamızı istiyor. | Open Subtitles | ويريدنا ان نذهب جميعا لقضاء الأجازة معا عند كاميليا فى ديفون |
| Biz de havuza inip Devon ve Ellie'yi korumaya alacağız. | Open Subtitles | سأذهب لهناك الآن و أبحث عنه نحن سنذهب للمسبح لنأخذ دوفان و إيلي إلى مكان آمن |
| Sınır Tanımayan Doktorlar Devon'ın haftalardır en çok istediği şey. | Open Subtitles | أطباء بلا حدود هو الشيء الوحيد الذي كان دوفان متحمسا لأجله خلال أسابيع |
| Durust olmak gerekirse, calisan anlamaya Paris'te Devon tam yeri buyuzdenonukovalamakolabilir. | Open Subtitles | بصراحة، في محاولة لمعرفة بالضبط موقع ديفون في باريس حتىأتمكنمن مطاردةروعها. |
| Ben, geri Devon sizi kazanmak icin beceriksiz bir girisim yapti. | Open Subtitles | أنا فعلت هذا في محاولة الخرقاء للفوز لكم مرة أخرى، ديفون. |
| - Devon ya da Stet olmalı. - Devon olmak zorunda. | Open Subtitles | ـ إنه إما ديفون أو ستيت ـ يجب أن يكون ديفون |
| Pekala, Devon, Jeanette seni her zamanki ahırdan mı kiraladı? | Open Subtitles | لذا , ديفون هل قامت جينيت بلتقاطك من الأسطبل المعتاد |
| Kayıt tamamlandıktan sonra Devon'daki Channings Wood Hapishanesi Storybook Dads üretim birimine gönderilir. | TED | وبمجرد الانتهاء من التسجيل، يُرسل إلى وحدة إنتاج قصص الآباء في سجن شانينج وود في ديفون. |
| Ve Devon, seni yaramaz çocuk, aklından bir şey mi geçiyor? | Open Subtitles | ديفون أيها الولد الشقى أتراك تخفى إبتسامة |
| Doktorlarım Devon'ın havasının bana yaramadığını söylediler. | Open Subtitles | الهواء فى ديفون جيد جدا لحالتى, هكذا اخبرنى طبيبى |
| Devon Marshall yakılarak değil, önceden öldürülmüş. | Open Subtitles | لم يمت ديفون مارشال بسبب الحريق لقد قتل أولاً |
| Jimmy buraya gelince Devon'a olanları duydu. | Open Subtitles | حدث هذا عندما عاد جيمي إلى هنا عندما سمع عن ديفون |
| Jimmy, Devon'u canlı gören son kişi. | Open Subtitles | كان جيمي واحداً من أخر الناس الذين قابلوا ديفون و هو على قيد الحياة |
| Devon Marshall'ı öldüren kişiyi bulacağım. Bunu bil yeter. | Open Subtitles | سوف أكتشف من قتل ديفون مارشال هذا كل ما يجب أن تعرفيه |
| Devon Marshall da Kent kadar saygıyı ve onuru hak etmiyor mu? | Open Subtitles | ألا يستحق ديفون مارشال من الاحترام و الشرف ما يستحقه كينت؟ |
| Devon Gaspar bir hayalet. | Open Subtitles | الذي ادعى بانه مورياتي . دوفان جوسبر انه شبح |
| Sanırım Devon çok istiyor. | Open Subtitles | أعتقد أن دوفان يرغب في الذهاب إلي هناك |
| Devon'ın bildiğim kadarıyla birçok takma ismi var. | Open Subtitles | دوفان لديه العديد من الاسماء المستعارة |
| Devon'u doğru adrese yönlendirseydim bile, kitabımı doğru biçimde kullanacak zekadan yoksundu. | Open Subtitles | حتى لو قمت بتوجيه دوفان للمكان المكان المناسب , هو لا يمتلك ادهاء لاستخدام كتابي . |