| Peki ya, orta yaş bunalımında olan erkeklerin yaptığı diğer şey? | Open Subtitles | حسنـاً، مــاذا بشأن الشيء الآخر ،هل أثرت به أزمة مُنتصف العمر؟ |
| Utanç hakkında bilmeniz gereken diğer şey ise tamamen cinsiyete göre organize olduğu. | TED | الشيء الآخر الذي ينبغي علينا معرفته عن العار بأنه مرتب حسب الجنس. |
| Yapılması gerektiğine inandığım bir diğer şey de yoksul çiftçiler için teknoloji üretmek. Böylece ürünleri değer kazanacaktır. | TED | الشيء الآخر الذي اؤمن به هو الحاجة لصنع تقنيات للمزارعين الفقراء لاضافة قيمة لمحاصيلهم. |
| Yapmadığımız bir diğer şey ise on yıllardır aynı ekonomi yapısını sürdürüyor olmamız. | TED | الأمر الآخر الذي لم نقم به أنّ نظمنا الاقتصادية حافظت على نفس الهياكل التي كانت لدينا منذ عقود |
| Bu mükemmel, huh? Olacak olan diğer şey, deli doktoru tarafından tekrar değerlendirilmem. | Open Subtitles | هذا عظيم ولكن الشيء التالي الذي سأعرفه أنني سأعاقب من قبل قسمي مجددا |
| Ve diğer şey, biz gizlilik içinde çalışırız. | Open Subtitles | كما يوجد أمر آخر نحن نعمل في الخفاء |
| Bilmen gereken bir diğer şey de külotlarınla salsa dansı yapmak. | Open Subtitles | الشيء الأخر الذي يجب أن تعرفيه أنت مثل راقصة الصالصا بتنورتك القصيرة هذه |
| Merhamet hakkındaki diğer şey ise sinirsel bütünleşme denen özelliği arttırmasıdır. | TED | وهناك شيء آخر عن التعاطف انه فعلاً يحفز ويقوي التكامل العصبي |
| Senin hakkında bildiğim bir diğer şey sıkboğaz edilmekten nefret edersin. | Open Subtitles | شيءٌ آخر أعرفه عنكِ أعرف أنكِ تكرهين كونكِ محطّاً للأنظار. |
| Afrika hakkında hatırlanacak bir diğer şey de tarımlarının çoğunluğunun yağmura dayanmakta olduğu. | TED | و الشيء الآخر الذي يجب أن نتذكر عن أفريقيا هو أن أكثر زراعتهم تعتمد على المطر. |
| Liderlik hakkında öğrendiğim bir diğer şey, liderlik ve ünlüler arasında bir fark olduğu, değil mi? | TED | الشيء الآخر الذي قد تعلمته عن القيادة بأن هناك اختلاف بين القيادة والشهرة، صحيح؟ |
| Fotoğrafın bize gösterdiği diğer şey ise, buradaki bu güzel mercan ormanı olmasına rağmen resimde hiç balık yok. | TED | الشيء الآخر تظهرك وبالرغم من ذلك توجد هذه الغابه الجميلة من المرجان لايوجد سمك في الصورة |
| Yaptığı diğer şey ise şudur, suya temas ettiği anda yayılır. | TED | و الشيء الآخر أنه يأخذ في الانتشار لحظة ملامسته للماء |
| Talebi artırmaya devam ederken yaptığımız diğer şey ise, fiyatlarla bir çeşit bul karayı al parayı oynamak. | TED | الشيء الآخر الذي قمنا بعمله مع ما نقوم به من الاستمرار في زيادة الطلب هو أننا نقوم باللعب مع التكاليف بصورة ما |
| Kutladığım diğer şey ise bu yıl, tüm hayatıma kıyasla daha iyi şeyler yapmış olmamdı. | Open Subtitles | الشيء الآخر الذي كنت أحتفل به كان فعلي لأشياء جيدة خلال هذه السنة أكثر مما عملته طوال حياتي |
| Aynı şekilde gördüğümüz bir diğer şey, yeterince utanç verici, aynı oranda görülen hırsızlık kanıtı. | TED | الأمر الآخر الذي لاحظناه بشكل عفوي، وبشكل محرج تماما، هو دليل عفوي على الاختلاس. |
| Locadan çıkan bir diğer şey de peçetenin üzerinde bulunan kurbanın kanı. | Open Subtitles | الأمر الآخر الذي وجدناه من منصتك هو منديل دماء الضحية عليه |
| Bilmen gereken diğer şey, voleybol oynamak için bir adada karaya oturacağıdır. | Open Subtitles | الشيء التالي كما أظنك تعلمين أنه سيحطم السفينة على بعض الجزر للعب كرة الطائرة |
| Malum, inanılacak yegane şey sonun geldiği. idrak edilmesi gereken diğer şey de mutlaka bir şeyler yapılması gerektiği. | Open Subtitles | أتعلم، هناك شيء واحد للإعتقاد ...بأن النهاية قادمة و إنه أمر آخر لتدرك |
| Sahte limon ağaçlarının dışında Çinlilerin refah seviyesini göstermek için yaptıkları bir diğer şey de permaydı. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أشجار الليمون المزيفة الشيء الأخر الذي يفعلونه الصينيون لـ إظهار الثراء كان تمويج الشعر |
| Biyolojik kaynaklardan edinilen bir diğer şey sentetik örümcek ağıdır. | TED | شيء آخر يأتي من مصدر حيوي هو حرير العنكبوت الاصطناعي. |
| Minnettar olacağım diğer şey ise.. | Open Subtitles | و هناك شيءٌ آخر سأقدره |
| Gözlemlediğimiz diğer şey şuydu, hangi durumlarda daha çok insan reçel satın alıyor? | TED | والشيء الاخر الذي تابعناه في اي الحالات كان الناس اكثر قابلية لشراء علبة مربى |
| Ya senden istediğim diğer şey, onu da aldın mı? | Open Subtitles | والشيء الآخر الذي طلبته منك كذلك، أحصلت عليه؟ |
| Bu da geride bıraktıkları tek diğer şey. | Open Subtitles | هذا هو فقط الشيئ الاخر الذي وجدناه. |
| Modern toplumla ilgili diğer şey ve neden bu endişeye yarattığı Toplumun merkezinde insan-olmayan hiçbir şey olmamasıdır. | TED | الشيء الاخر المتعلق بالمجتمع الحديث، وسبب تسبيبه لهذا القلق، هو اننا لا نملك في مركزه شيء غير انساني. |