| diğer tek seçeneğin, birbirimizle görüşmeyi bırakmamız olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | الخيار الوحيد الآخر الذى يمكننى التفكير فيه هو أن نتوقف عن المواعدة |
| bulabildiğim diğer tek şey ise bu. bir çeşit fiber. | Open Subtitles | الشيئ الوحيد الآخر الذي وجدته هو هذا نوع من الألياف الصناعية |
| Aldığım diğer tek referans, küçük şirin bir kuzulu metal bir saç tokası. | Open Subtitles | المعنى الوحيد الآخر أمامي هو عن مشبك شعر معدني ذو تصميم ظريف لخروف صغير |
| Elimizdeki diğer tek seçenek de pislik herife ödemesini yapmak gibi görünüyor. | Open Subtitles | مما سيضطرنا لقبول الخيار الآخر الوحيد لدينا وهو بأن ندفع لهذا الساقط |
| Bu 7 kadının diğer tek ortak noktası sizin kuruluşunuz. | Open Subtitles | الشيء الآخر الوحيد المشترك بين هؤلاء النساء السبع هو مؤسستك |
| diğer tek kuralım. | Open Subtitles | قاعدتي الوحيدة الأخرى |
| diğer tek kuralım. | Open Subtitles | -قاعدتي الوحيدة الأخرى |
| - ...bunu kullanmış olmalı. - Havuzun anahtarına sahip diğer tek kişi, yüzme koçu. | Open Subtitles | أتعلمون، مدربة السباحة الأخرى هي الشخص الوحيد الآخر الذي يملك مفتاحاً للمسبح. |
| - Sen onu kontrol eden diğer tek kişiydin. | Open Subtitles | أنت الشخص الوحيد الآخر الذي قام بتشغيلها |
| Odadaki diğer tek kişi ticari rakibin. | Open Subtitles | والشخص الوحيد الآخر في الغرفة هو غريمك التجاري |
| diğer tek seçenek ise, kilisenin bu ünlü yüzlerinin bazıları kiliseye karşı çıkabilir. | Open Subtitles | والشىء الوحيد الآخر, هو أن ينقلب بعض أساطين المشاهير على الكنيسة. |
| O askerlere olanları bize ve dünyanın geri kalanına anlatabilecek diğer tek kişi Odelle Ballard. | Open Subtitles | الشخص الوحيد الآخر الذي يمكنهُ أن يقول لنا و بقية العالم ما حدث لهولاء الجنود و أوديلا بالارد |
| Davadaki diğer tek şüpheli o. | Open Subtitles | إنه المتهم الوحيد الآخر في هذه القضية. |
| diğer tek giriş personel bölümünden. | Open Subtitles | المدخل الآخر الوحيد من خلال قسم الموظفين فقط. |
| Neler olduğunu bilen diğer tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الشخص الآخر الوحيد الذي يعلمُ ما حدث. |
| Evde olan diğer tek kişi kadının 14 yaşındaki oğluymuş. | Open Subtitles | والشخص الآخر الوحيد في المنزل كان ابن المرأة البالغ من العمر 14 عاماً |
| Geriye kalan diğer tek yol, ön kapıdan çıkıp, ...birilerinin bakmıyor olmasını dilemek. | Open Subtitles | الطريق الآخر الوحيد هوَ ... الخروج من البـاب الأمـامي وهنـاك إحتمـال أن نكون مراقبين من شخص مـا |
| İtalya'daki diğer tek ordu ise burada! | Open Subtitles | الجيش الآخر الوحيد في إيطاليا كلها هنا |
| Bunların dışındaki diğer tek şey ise bu adamların ortak kullanımıdır. | Open Subtitles | الشيء الآخر الوحيد ذلك هؤلاء الرجال عندهم مشترك - |
| - diğer tek kuralım. | Open Subtitles | -قاعدتي الوحيدة الأخرى |