| Dışarıda yetişkin bir tane varsa daha büyük bir kutuya ihtiyacımız olacak diyebiliriz. | Open Subtitles | لنقل فقط, أنه لو كانَ يوجد طيور بالغة في الخارج فسنحتاج لصندوق اكبر |
| Şöyle de diyebiliriz gerçeğin sınırlarını deniyordum. | Open Subtitles | :لنقل فقط كنت اختبر حدود الواقع هذا كل شئ شعرت بالفضول |
| Buldum. Bir tarikata üye oldu ve onu kaçırıp eski haline getirdik diyebiliriz. | Open Subtitles | أعلم , يمكننا أن نقول أنه أنضم إلى طائفة وتوجب علينا إعادة توجهيه |
| Veya bunun kötü olmadığını diyebiliriz. | Open Subtitles | يمكنك قول هذا , إذا كان فقط هكذا |
| Doğrusu güzel iştir benimki, insanları ben yürütürüm diyebiliriz. | Open Subtitles | في الحقيقة، يا سيدي، إذا ما قورنت بغيري من الصناع المهرة، يمكنك أن تقول إني اسكافيّ |
| Her hafta sonu tango kraliçesi oluyorum diyebiliriz! | Open Subtitles | فلنقل فقط أنه فى كل عطلة أسبوعية أكون ملكة التانجو |
| - Bu sayede ailelerini izleyebileceğiz. - Buna da bağlayıcı diyebiliriz. | Open Subtitles | يمكننا تعقبهم من خلال عائلاتهم فيما يمكن تسميته بالرابط |
| Bu yıl Ağlayan Bakire heykelinin mucizevi özellikleri... konusunda vaaz vermesi için... onu bizzat Tanrı görevlendirdi diyebiliriz. | Open Subtitles | والذي ربما نطلق عليه المتمسك بتعاليم الرب الذي أختار أن يقدم هذا العام خطبة عن الخصائص الخارقة لمزار العذراء الباكية |
| Bu küçük ayrıntı farklılığı oluşturuyor. Buna yol diyebiliriz. | Open Subtitles | الوضوح الذي يصنع الفارق يمكننا أن ندعوه بالمسار |
| Borçlarımın çocukları da diyebiliriz. | Open Subtitles | لنقل إنها تعتبر أولاد الديون التي اعترفت بها |
| Şöyle diyebiliriz. Yolumuza çıktı. Öylece duruyordu. | Open Subtitles | لنقل أنها وجدت طريقها إلينا وندع الأمر هكذا, ممكن ؟ |
| Kapıdan geçmek için, hayli ilginç bir zaman seçmişsin diyebiliriz. | Open Subtitles | لنقل بأنك قضيت وقتاً ممتعاً بالمرور خلالها |
| Her tayfa sonunda prensesle evlenemez, diyebiliriz. | Open Subtitles | لنقل فحسب بأنه لا ينتهي المطاف بكل ملاّح بالزواج من أميرة , أليس كذلك ؟ |
| Şimdi ABD'deki demoktrasi hakkında ne diyebiliriz? | TED | والآن, ماذا نستطيع أن نقول عن الديمقراطية في بلاد الولايات المتحدة؟ |
| Emirlerimin gereklerini yerine getirdim diyebiliriz. | Open Subtitles | أعتقد أنه يمكنك قول إنني عدلت أوامري. |
| Sanırım onlara topluma uyumsuz kişiler diyebiliriz. | Open Subtitles | أنا أفترض يمكنك أن تقول عنهم أنهم يسيئون تطبيق علم النفس |
| Büyük bir ödeme yapacaz diyebiliriz. Çeyrek milyon dolar desek nasıl ? | Open Subtitles | وسندفع لكم مبلغ كبير فلنقل ، ربع مليون دولار ؟ |
| Anlamı bulmak da diyebiliriz, ama anlamı yaratmak demek daha doğru olur. | TED | نحن نسميه إيجاد المعنى، و ربما من اﻷفضل تسميته " صياغة المعنى ". |
| Taşımacılık işi diyebiliriz, ve ben de, bana danışman diyebiliriz. | Open Subtitles | دعنا نطلق عليه مهمة الشُحنة، وأنا، وادعني بالمستشار |
| Ona baştan çıkarıcı da diyebiliriz çünkü elindeki büyük gücü kullanarak kendisine tapmamız için her şeyi yapar. | Open Subtitles | مخادع عظيم يجب أن ندعوه أيضاً الإغواء الكبير الذي يفعل |
| diyebiliriz ki; Sue gibi, yüz cerrahisi olmayı seçen hastalar vardır. | TED | يمكننا القول ان المرضى الذين أختارو جراحة الوجه -- كـ سو. |
| Senin hak ettiğine kurallara uygun kur yapma diyebiliriz. | Open Subtitles | إنّكِ تستحقّين... حسناً... ما يُمكن أنْ نسمّيه تودُّد لائقٌ. |
| Çünkü ancak tüm bu şeyleri görmeye başladığımızda bunu yapan bir insan diyebiliriz. | Open Subtitles | لأنه عندما نبدأ برؤية كل تلك الأشياء، يمكننا حينها القول أن هذا إنسان. |
| Susarak bu katilleri korurken kendimize nasıl Hıristiyan diyebiliriz? | Open Subtitles | كيف يمكننا ان نقول اننا مسيحيين ونحن نحمى هؤلاء القتله بسكوتنا؟ |
| Kongo'daki bu mekana ölüm kampı da diyebiliriz. çünkü öldürülmekten kurtulan sığınmacılar açlık ve hastalık yüzünden ölümün pençesindeler. | TED | وهنا نستطيع أن نسمي هذا المعتقل معسكر للموت في الكونغو لأنه اللذين لن يقتلوا إما سيموتوا من الجوع أو الأمراض |
| Tamam. Aklın alanı içinde olmaya başladığınız diyebiliriz. | TED | لا بأس. يمكننا قول أنك بدأت تصبح في منطقة الذكاء. |
| Aslında, daima yalnızdım da diyebiliriz. | Open Subtitles | ..أعتقد أنه يمكنكم القول أنني كنت وحيداً على الدوام |