| doğa yasaları; nesnelerin, önce, şimdi ve gelecekte nasıl işlediğinin açıklamasıdır. | Open Subtitles | القوانين الطبيعية هي وصف للكيفية الحقيقية لعمل الأشياء في الماضي, والحاضر, والمستقبل | 
| İnsanların koyduğu yasaların aksine, doğa yasaları, asla çiğnenemezler. | Open Subtitles | بخلاف القوانين المعمولة من قبل البشر القوانين الطبيعية لا يمكن مُخالفتها أبداً | 
| doğa yasaları der ki, evren bir proton gibi, pat diye ortaya çıkıp karşılığında hiç enerji gereksinimi duymayacağının yanı sıra Büyük Patlama'ya hiçbir şeyin sebep olmamış olması da mümkündür. | Open Subtitles | القوانين الطبيعية نفسها تقول لنا أنه ليس الكون فقط يمكن أن يظهر الى الوجود مثل البروتون | 
| Ve tıpkı uzayda gezinen şimdiki kara delikler için olduğu gibi doğa yasaları, oldukça sıra dışı bir şeyi emreder. | Open Subtitles | وبالضبط مثل الثقوب السوداء الموجودة اليوم التي تسبح حولنا في الفضاء القوانين الطبيعية تخبرنا بشيء غريب للغاية | 
| Kaostan ortaya çıkan, sahiden de anlayabildiğimiz doğa yasaları tarafından yönetilen bir evren fikri. | Open Subtitles | فكرة أن الكون من الفوضى كون محكوم بنظام القوانين الطبيعية والذي نتمكن بالفعل من فهمه | 
| Artık "doğa yasaları" dediğimiz bu yasalar, | Open Subtitles | "لإن هذه "القوانين الطبيعية كما نسميها الان | 
| doğa yasaları ile... | Open Subtitles | بـ القوانين الطبيعية | 
| John, doğa yasaları fikrinden oldukça rahatsız olmuştu. | Open Subtitles | الأب (جون 21) شعر بتهديد شديد من فكرة القوانين الطبيعية |