| Bir kere olsun Le Strade Doğru iz peşinde olabilecek mi acaba? | Open Subtitles | ألا يمكن ولو لمرة واحدة ان يكون لو ستراد على المسار الصحيح ؟ | 
| Sanırım Doğru iz üstündeyiz. | Open Subtitles | مع كل احترامي أعتقد أننا على المسار الصحيح | 
| Elimizdeki ipuçlarını değerlendiriyoruz. Doğru iz üstünde olduğumuza eminiz. | Open Subtitles | لقد كنا نتبع الكثير من الأدلة ونحن واثقون أننا على المسار الصحيح | 
| Emin olmadığım tek şey Doğru iz üzerinde olup olmadığımız. Hayır! | Open Subtitles | الشىء الوحيد الذى لست متأكدة منه هو أن نكون على الطريق الصحيح | 
| Eğer zaten Doğru iz üzerindeyseniz, ilgiyi soruşturmanızdan profil oluşturmaya kaydırmak zaman ve kaynaklarınızın israfına neden olabilir. | Open Subtitles | ان نسحب التركيز من تحقيقك و بناء وصف قد يكون مضيعة للوقت والموارد ان كنت سلفا على الطريق الصحيح | 
| Genel anlamda Doğru iz üzerindesin. | Open Subtitles | أعني، أنكِ في الطريق الصحيح بشكل عام ولكن بشكل دقيق فأنتِ بعيدة قليلاً | 
| Baban, kızla ilgili Doğru iz üzerindeydi. | Open Subtitles | والدك كان في المسار الصحيح فيما يتعلق بالفتاة. | 
| Daha önce Doğru iz üzerinde olduğumu söylemiştin. | Open Subtitles | بحقكِ لقد قلتِ مسبقاً انني في المسار الصحيح | 
| Doğru iz üzerindeyiz. Onu içeri alsak iyi olur. | Open Subtitles | نحنُ على المسار الصحيح من الأفضل أن نقبض عليه | 
| Ama en azından Doğru iz üstünde olduğumuzu biliyoruz. | Open Subtitles | لكننا على الأقل نعلم أننا نسير في المسار الصحيح | 
| Altüst edilmişti. Biri Doğru iz üzerinde olduğunu düşünmüş olmalı. | Open Subtitles | كان قد نُهب، لابدّ و أنّ ثمّة من يعتقد أنه على المسار الصحيح! | 
| Doğru iz var mı, profesör şimdi? | Open Subtitles | وهل هناك أي شيء كهذا يمكن اعتباره المسار الصحيح, بروفيسورة "الآن"؟ | 
| Emin değilim. Ama Doğru iz üstünde olduğumuzu gösterdiğini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنـه يعني أنني في المسار الصحيح | 
| Doğru iz üstünde olduğumuzu gösteriyor, değil mi? | Open Subtitles | أظن اننا على المسار الصحيح , صحيح؟ | 
| Şüphelinin kendi DNA örneği olmayabilir, ama Doğru iz üzerinde olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | يمكن ألا يكون الحمض النووي للمشتبه به لكنه يوضِّح أنك تسير في الطريق الصحيح | 
| Silva bu kadar önlem alıyorsa, Doğru iz üzerindeyim demektir. | Open Subtitles | إذا كان سيلفا قد اتخذ هذه الإجراءات القصوى فهذا يعني أنني على الطريق الصحيح | 
| Ya haberler çabuk yayılıyor, ya da biz Doğru iz üzerindeyiz. | Open Subtitles | اما ان الاخبار تنتقل بسرعة او نحن على الطريق الصحيح | 
| Doğru iz üstündesiniz. Yazma bunları! | Open Subtitles | أنت على الطريق الصحيح لا تدون ذلك | 
| Doğru iz üstündesiniz. | Open Subtitles | أنتي على الطريق الصحيح ، اتبعي الأسماء | 
| Tanrı bize, Doğru iz üzeride olduğumuzu söylüyor! | Open Subtitles | الرب يخبرنا اننا على الطريق الصحيح | 
| Doğru iz üzerindeyiz o zaman. | Open Subtitles | يبدو وكأننا على الطريق الصحيح. |