| Şimdiyse, bu ülkeyi yönetecek doğru kişi olup olmadığımı düşünüyorum. | Open Subtitles | فقد بدأت أتساءل اذا كنت الشخص المناسب لقيادة هذه البلاد |
| Senin doğru kişi olduğunu küçük maddeleri işaretleyerek anlamak yerine, görüşmedeki sezgilerimizin neler doğuracağını izleyelim. | TED | وبعد ذلك سنرى ما يحدث من الحدس الذي ينتابنا بعدها يدلا عن مجرد ملء الخانات اذا ما كنت الشخص المناسب. |
| doğru kişi kim? Neye bakmalı? | Open Subtitles | كيف أعرف أنه الشخص المناسب ما الذى سأبحث عنه فيه ؟ |
| doğru kişi ile olduktan sonra bu mükemmel bir hayat tecrübesi olur. | Open Subtitles | . تعلم , إنها تماما تجربة حياتية صالحة إذا كان الرجل المناسب |
| Çünkü ancak doğru kişi Glaive'i yerinden çıkarabilir. | Open Subtitles | فقط الرجل المناسب يمكنه ان يسترجع الجليف |
| O doğru zaman da ve doğru kişi ile olmak zorunda. | Open Subtitles | إنه يجب أن يكون في المكان الصحيح ومع الشخص المناسب |
| Fakat bu zamanda doğru kişi o gibi gözüküyor. | Open Subtitles | لكنة يبدوا انة الشخص المناسب لهذا الوقت فى التاريخ |
| Haklı çıktın. Onun için doğru kişi değildim. | Open Subtitles | حسناً ، كنت محق لم أكن الشخص المناسب لها |
| Bazen doğru kişi burnunun dibinde olabilir ama hiç fark edemezsin. | Open Subtitles | أحياناً يكون الشخص المناسب أمامك و لا تشعر به |
| - İşte bu yüzden doğru kişi sensin. - İşler hiç iyi gitmiyor. | Open Subtitles | لهذا أنتى الشخص المناسب ولكن الأمور ليست على ما يرام |
| Tanıştıktan bir saat sonra onun doğru kişi olduğunu anladım. | Open Subtitles | بعد ساعة من مقابلته عرفت بأنه هو الشخص المناسب |
| Düşünüyorum da, belki de Joey şu ara benim için doğru kişi değil. | Open Subtitles | أنا أظن أن جووي ليس الشخص المناسب لي حالياً |
| doğru kişi çağırdı. Ben halledebilirim. | Open Subtitles | لقد ناديت الشخص المناسب يمكنني التعامل بهذا |
| Geçen yıl, senin için, doğru kişi olmak için çok çabaladım. | Open Subtitles | طيلة العام الماضي حاولت أن أكون الرجل المناسب لك |
| Dillon civarlarında sıklıkla Taylor'ın bu iş için doğru kişi olmadığı konuşuluyor. | Open Subtitles | كان هناك الكثير من الحديث حول ديلون أن تايلور ليس الرجل المناسب للعمل |
| Babam hep derdi ki; "Doğru iş için doğru kişi." | Open Subtitles | كان يقول ابي دائما الرجل المناسب في المكان المناسب |
| Çünkü Breem iş için doğru kişi. | Open Subtitles | لان ميك بريم الرجل المناسب في المكان المناسب |
| Ama eminim doğru kişi orada bir yerdedir. | Open Subtitles | ولكني متأكد بأن الشخص الصحيح موجود بالخارج |
| Biliyorum. Belki de bu oyun için doğru kişi değilim. | Open Subtitles | أجل,أعلم,ربما أنا لست الرجل الصحيح لإدارة هذه اللعبة. |
| doğru kişi alırsa derin bir duygusal tepkiye yol açar. | Open Subtitles | إذا تناولها الشخص المطلوب فإنها تخلق تجاوباً عاطفياً عميقاً |
| doğru kişi için çöp kutusunun üstünde de domalırım. | Open Subtitles | لا أمانع بأن أنحني على القمامة للرجل المناسب |
| doğru kişi olup olmadığını. | Open Subtitles | ماذا تقصد بـ " من أنت " ؟ إذا كنت أنت الفتاة المنشودة. |
| Bilmek istiyorum. Evlendiğinizde, birbiriniz için doğru kişi olduğunuzu nereden biliyordunuz. | Open Subtitles | اريد فقط ان اعرف ، عندما تزوجتما كيف عرفتم انكم مناسبين لبعضكما |
| Michelle'in doğru kişi olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أن "ميشيل" هي المختارة . كما تعرف ؟ |
| İkinizin deli gibi aşık olduğunu ve onun doğru kişi olduğunu söylemiştin. | Open Subtitles | لقد اخبرتني بأنكما واقعين بالحب بجنون و يمكن ان يكون الرجل المنشود |
| - "doğru kişi"yi kullanacağım galiba. | Open Subtitles | -أعتقد أني أفضل تسمية الإشبينة |
| Ve o beni kahkahalarla güldürdüğünde bileceğimki o doğru kişi. | Open Subtitles | وسأعرف أنه هو المقصود عندما يجعلني أضحك. |