| - Merhaba, doğurdun doğuracaksın, değil mi? | Open Subtitles | مرحباً , ستلدين في أي يوم , أليس كذلك؟ – |
| Sonsuzluk için benim çocuğumu doğuracaksın, tatlı ruh. | Open Subtitles | ستلدين أطفالي إلى الأبد,يا روحي الحلوة |
| Aç bacaklarını. Benim çocuğumu doğuracaksın. | Open Subtitles | إفتحي رجليك, أنتِ ستلدين طفلي |
| Ağrıyla çocuk doğuracaksın arzun kocana olacak ve o senin efendin olacak. | Open Subtitles | بالوجع تلدين اولاداً و إلى رجلك يكون اشتياقك و هو يسود عليك |
| Korkma Meryem sen, Rabbin lütfuna mazhar oldun! Yaklaş... hamile kalacak ve bir oğul doğuracaksın. Adını, İsa koyacaksın. | Open Subtitles | ـ قد وجدت نعمة عند الله ها انت ستحبلين و تلدين ابنا و تسمينه يسوع |
| Sen, tatlı Sophie, sancılar içinde çocuk doğuracaksın, yüksek topuklu giyip, sürekli perhiz yapacaksın. | Open Subtitles | انت ياعزيزي بألم سوف تنجبين اربعة اطفال وتلبسين الكعب العالي |
| Şimdi mi doğuracaksın? | Open Subtitles | هل ستلدين الآن؟ |
| Marshall olsun ya da olmasın bu bebeği doğuracaksın. Sağ ol, baba. | Open Subtitles | ستلدين هذا الطفل - شكراً ، أبي |
| Yakında bir Tanrı doğuracaksın. | Open Subtitles | وقريباً ستلدين إله |
| Ama bu bebeği doğuracaksın. | Open Subtitles | لكن ستلدين هذا الطفل |
| - Atlanta'da doğuracaksın. | Open Subtitles | - ستلدين في اتلانتا |
| Güzelce doğuracaksın. | Open Subtitles | سوف تلدين بشكل جيّد. |