| Hatta bu akşam hiçbir şeye dokunmadan oturmaya dikkat ettiniz mi? | TED | وحتى هذا المساء، أأوليت اهتمامًا أن تجلس دون لمس أي شيء؟ |
| Ve bunu normal kameralarla ve hastalara dokunmadan yapabiliriz. | TED | ويمكننا ان نعمل ذلك بالكاميرات العادية وبدون لمس المرضى. |
| Nişan al ve silahına dokunmadan şişeyi vur. | Open Subtitles | أسحب المسدس و أضرب الزجاجة قبل أن تلمس المسدس |
| Silahlar, ateş etmek ve kıça tekme basmak. Sorunlar, silaha dokunmadan da çözülebilir. | Open Subtitles | إطلاق نار وركل مرخرات، أتعلم يمكن حل المشاكل بدون أن تلمس السلاح |
| dokunmadan durmanın imkansız olduğu kaymaktaşı bir tene sahip olduğum söylenir. | Open Subtitles | لقد أخْبِرتُ بأنّ عندي جلد ناعم من المستحيل جداً مقاومة لمسه |
| Judith, şimdi de tekeri hiç dokunmadan hareket ettirmeyi dene. | Open Subtitles | جوديث ما أريدك أن تفعليه هو تحريك العجلة دون لمسها |
| Steve yüzüme dokunmadan bir yıl daha geçiremem. | Open Subtitles | لا يمكنني تحمّل عام آخر بدون أن يلمس وجهي |
| Röntgenler, fotoğraflar. Bu işi kemiklere olabildiğince dokunmadan yapcağız. | Open Subtitles | سوف نقوم بهذا الأمر بدون أن نلمس الهيكل العظمي الموجود هذا قدر الإمكان |
| Şimdi de gidip hiçbir şeye dokunmadan kadınlar tuvaletini kullanacağım. | Open Subtitles | سأحاول استخدام حمام السيدات بدون لمس أي شئ |
| Bana dokunmadan tecavüz etti dedirtmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | هل تريدين مني القول انه كان يغتصبني بلا لمس ؟ |
| Sen rahatlayana kadar yan yana dokunmadan yatacağız. | Open Subtitles | سنبقى هكذا , متقاربتنا ولكن دون لمس , لِما لا تسترخي |
| Yeni bir 20 dolarına iddiaya varım ki, bu içkiyi şapkaya dokunmadan içerim. | Open Subtitles | حسناً، قدم لنا شيء آخر أراهنك بعشرون دولار اخرى يمكنني أن أحتسي هذا الكوب بدون لمس القبعة |
| Kalıntıya ve etrafına dokunmadan geçebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا لمْ تلمس البقايا أو السطوح المُحيطة. |
| Şimdi, var olmayan kırmızı bir defteri bakmadan, dokunmadan ve yeni kabuslar oluşturmadan nasıl arayabiliriz? | Open Subtitles | الأن كيف يمكن أن تبحث عن دفتر أحمر غير موجود من دون أن تنظر او تلمس أي شيء قد يكون لتشكيل كوابيس مستقبليه ؟ |
| Yani farkında olmadan flört ettiğin bir Cheerio bir anda seni öpmeye karar verirse dudakları seninkilere dokunmadan önce perende atarak uzaklaşacak mısın? | Open Subtitles | إذاً، إذا واحدة من المشجعات تغازلك بدون سيطرة فجأةً قررت تقبيلك، سوف تقوم بقفزة خلفية قبل أن تلمس شفتيها |
| Onlar maaşlarını görmeden, maaşlarına dokunmadan 401(k) planına para ayıramıyorlar. | TED | لا يستطيعون رؤية المال يذهب من رواتبهم لخطة معاش التقاعد قبل رؤيته، وقبل أن يستطيعوا لمسه. |
| Bu zeytine dokunmadan, bardağın içine girmesini sağlayabilirim. | Open Subtitles | أنا يمكن أن أجعل هذه الزيتونة تدخل داخل الزجاجة بدون لمسها |
| Ne olduğunu bilmiyorum ama bulana kadar kimse o güzel beynine dokunmadan, bu binayı yakarım. | Open Subtitles | سأحرق هذا المبنى قبل أن أسمح لأي أحد أن يلمس ذلك الدماغ الجميل |
| Birşeye dokunmadan önce tıbbi analiz için örnek almalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نقوم بفحص طبي قبل أن نلمس أي شيء. |
| Şimdi, bu yumurtayı, hiç dokunmadan bu bardaktan diğerine geçireceğim. | Open Subtitles | والآن، سأقوم بنقل هذه البيضة من هذا الكوب إلى ذلك الكوب دون أن ألمسها |
| Kapı, sen hastaya dokunmadan önce açılıyor. | Open Subtitles | لقد كان المصعد مفتوحاً قبل حتى أن تلمسها |
| Hiçbirşeye dokunmadan nasıl imge görebildin? | Open Subtitles | كيف حصلت على رؤية من دون أن تلمسي أي شيء ؟ |
| İyi ki kıyafetlerime dokunmadan yetiştim! | Open Subtitles | أنتِ محظوظة أنّي وصلت إلى هنا قبل أن تلمسن فساتيني! |
| Amaç, kapılara dokunmadan aralarından geçip karşı tarafa ulaşmak. | Open Subtitles | الهدف هو نسج طريقك من خلال البوابات و العبور إلى الجانب الآخر من دون لمسها |