Annem tüm hayatını bize etli güveç yaparak ve babamın donlarını ütüleyerek geçirdi. | Open Subtitles | أمي ضيّعت حياتها، محاولة إطعامنا لحم محمر بالصواني و كوي سراويل أبي الداخلية |
Kızların donlarını indirmeye başladığım yere geliyorum. | Open Subtitles | لذا وصلت إلى تلك المرحلة، حيث أقوم بسحب سراويل الفتيات للأسفل. |
Emekli olmadıysa neden donlarını eczaneden alıyor? | Open Subtitles | إذا هو لَمْ يُتقاعدْ، الذي يَعمَلُ هو إشترِ ملابسه الداخلية في الصيدليةِ؟ |
- Onun her işini ben hallederdim donlarını bile bana aldırırdı. | Open Subtitles | - وبالتالي؟ - أنا التعامل مع كل شيء بالنسبة له. جعلني الرجل شراء ملابسه الداخلية. |
Seni ve katlı donlarını hayatıma davet ederek büyük hata etmiş olabilirim. | Open Subtitles | أظنني أخطأت بدعوتك أنت و سروالك الداخلي في حياتي. |
İhtiyatlı davranmak adına, boksör donlarını köpükle saracağım. | Open Subtitles | لكي تكون في مأمن, سأقوم بتبطين سروالك الداخلي بالقطانة الهوائية |
Çoraplarını, puro izmaritlerini, uzun donlarını ve... şerif rozetini toplayıp kendi odana geri dönmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن آخذ جواربك و أعقاب سجائرك، و ملابسك الداخلية و شارة المأمور الخاصة بك و أعيدها إلى غرفتك بأسفل بهدوء |
Ve donlarını değiştirmeleri de, sabun kokusuyla eve gelmeleri de gayet doğaldır bu durumda. | Open Subtitles | و من الطبيعي أن تغير ملابسك الداخلية و لا بأس أن تعود للمنزل و رائحتك صابون. |
Cidden, üniversiteli kızların donlarını şiltenin yanında biriktiren zeki çocuk bu mudur yani? | Open Subtitles | أنا جادة حقاً هل أنت من ذلك النوع ، الرجل الذكي بلا بلا بلا ذلك الذي يحصل على سراويل جميع فتيات الجامعة |
Obal Ferras, törende giydiği donlarını senin küçük havai fişek gösterinin üzerine astı. | Open Subtitles | حصلت Obal Ferras له سراويل الاحتفالية في مجموعة خلال تظهر قليلا الألعاب النارية الخاص بك. |
Kokuşmuş hapishane donlarını sapıklara satıyoruz. | Open Subtitles | نحن نبيع سراويل سجناء قذره للمنحرفين |
Annesi donlarını ütülüyor. | Open Subtitles | أمه تكوى ملابسه الداخلية. |
Birkaç saat önce insanların donlarını bile hayrına dağıtabildiği Craigslist'te bir şey bağışlamaya çalışıyordum. | Open Subtitles | ،قبل ساعتين كنت أحاول أن أهب شيئاً عن طريق "كارقليس" حيث تستطيعين إعطاءَ سروالك الداخلي مجاناً إن أردت |
Bulaşık çıkarıp, donlarını etrafta bırakmak dışında? | Open Subtitles | من أجلي على أية حال؟ غير توسيخ الأطباق وترك ملابسك الداخلية في كل مكان |
Turk! donlarını buzluğa koymaktan vazgeçer misin! ? | Open Subtitles | (تورك)، هلاّ تتوقف عن وضع ملابسك الداخلية في الثلاّجة؟ |