| Diğer seçenek ise, bekleyip kanamanın kendiliğinden durmasını umut etmek. | Open Subtitles | الخيار الآخر، أن ننتظر بحذر ونتمنى أن يتوقف النزيف بنفسه. |
| Bu şekilde, bir nevi, moleküler bir programın zamanı gelince durmasını sağlayan bir yol bulmuş olduk. | TED | اذا ما توصلنا اليه . هو طريقة نملك فيها برنامج جزئيات .. يعرف متى يتوقف عن النمو |
| Orada öyle suyun üstünde yüzüp kalbimin durmasını bekledim. Sadece bunu bekledim. | TED | ولكني كنت أطوف هناك منتظراً أن يتوقف قلبي فقط منتظرٌ هناك |
| Şaka olduğunu bildiği halde. Ona attığınız mesajda durmasını söylediğiniz halde. | Open Subtitles | بالرغم من معرفتها بأنه مقلب بالرغم من رسالتك أخبرتها بأن تتوقف |
| Ama filmi ne kadar çabuk bitirirsek o kadar iyi. Çekimlerin durmasını engelleyecek bir şey bul! | Open Subtitles | ، لكن كلما سارعنا بالإنتهـاء كان أفضل، لا يُمكننا التوقف الآن |
| Makiniste söyle ben durmasını söyleyene kadar treni durdurmasın. | Open Subtitles | إحصل على الكلمة إلى المهندس أن لا يتوقّف هذا القطار حتى أخبره. |
| Saçmalama. Bir leopardan hareketsiz durmasını isteyemezsin. | Open Subtitles | لا تكن سخيفاً لا يمكنك أن تجعل النمر يتوقف |
| - Bunun durmasını istiyorum. Bunun hemen durmasını istiyorum. | Open Subtitles | أريد ان يتوقف هذا أريد ان يتوقف هذا الآن |
| Paten yapmaktan çok sörf yapmaya benziyor. Bir defa da olsa yağmurun durmasını isterdim. | Open Subtitles | افضل التزلج عن السير ارغب ان يتوقف المطر قليلا |
| Bu anları tekrar tekrar yaşamak için zamanın durmasını dileyeceksin. | Open Subtitles | تتمنين أن يتوقف الوقت , لكي يمكنك العيش بها مراراً وتكراراً |
| Bazen bekleyemezsin. Sadece ağrının durmasını istersin. | Open Subtitles | في بعض الأحيان لا تطيق الأنتظار تريد فقط أن يتوقف الألم |
| durmasını diliyorum. | Open Subtitles | .اتمنى ان يتوقف ،اتمنى ان يتوقف.اتمنى ان يتوقف |
| Ona durmasını söyledim, ama o koşmaya devam etti. | Open Subtitles | لقد طلبت منه أن يتوقف ولكنه استمر في الجري ، هل تفهمني؟ |
| Tabii şişenin bende durmasını hiç istemezdim. | Open Subtitles | انها ليست مؤذية بالطبع لم اكن اريد ابداً ان يتوقف تدوير القنينة نحوي |
| Eğer 4 saat içinde 3 kişiyi öldürmüşse durmasını bekleyemeyiz. | Open Subtitles | لو قتل ثلاثة فى اربع ساعات فمن غير المحتمل ان يتوقف قريبا |
| Ve ikinci soru şuydu: "Bu işin durmasını mı istiyorsunuz, devam etmesini mi?" | TED | و السؤال الثاني كان: "هل تريد هذه الحركة أن تتوقف أو أن تستمر؟" |
| - Wall Street İstasyonu'na kuzeyden ve güneyden gelen bütün trenlerin durmasını ve beklemesini istiyorum. | Open Subtitles | كل القطارات المتجهه شمالا وجنوبا الى محطة ووول استريت يجب أن تتوقف وتظل مكانها |
| Bu şartlar altında tek seçeneğimiz durmasını beklemek. | Open Subtitles | في الظروف الحالية ، أملنا . الوحيد هو أنتظارها حتى تتوقف |
| durmasını söylemiş mi? | Open Subtitles | طلبت هل التوقف منه تطلب وهي , تصرخ كانت أنها أعني أنا |
| Bana öyle geliyor ki, Majesteleri, bir adamı yüksek bir kulenin tepesinden atıp, yarı yola geldiğinde durmasını söyleyecek karakterde biri. | Open Subtitles | يبدو لي بأن صاحب الجلالة كالذي يرمي رجل بتهور من على قمة برج عالي ويطلب منه التوقف وهو في منتصف الطريق إلى أسفل |
| Diğer seçenek kendi kendine ölmeden kanamanın zamanında durmasını umarak yavaşça akciğere dikiş atmak. | Open Subtitles | البديل الوحيد هو تقطيب الرئة رويداً ونأمل أن يتوقّف النزف قبل أن تقضي نحبها |
| İyiydim ve iyi olmakla ödüllendirilmiştim. Hem kim bunun durmasını ister ki? | Open Subtitles | لقد حصلت على جوائز لأنني جيد لذا من يرغب بالتوقف عن السؤال ؟ |
| Manny'e Kat'den uzak durmasını söyledim. | Open Subtitles | انا اخبرت ماني ان يبقى بعيدا عن كات |