| Hiç kimsede Başkan Moreno'a ait koz yok ve kendisi Durrant'ın insan hakları görüşüne karşı çok hassas. | Open Subtitles | لا يوجد أحد يمكنه أن يُحدث الرئيس مورينو، كما أنه حساس تجاه آراء دورانت في حقوق الإنسان. |
| Durrant'ın kendi başına hareket ettiğini söylüyorsun yani. | Open Subtitles | إذاً أتقول أن دورانت تصرفت من تلقاء نفسها. |
| Demek teyzenizle çalışıyorsunuz, Bayan Durrant. | Open Subtitles | إذن أنتِ تعملين لدى عمتكِ يا آنسة "دورانت"؟ |
| Bakın, Bayan Durrant. Bu işi bana bırakabilirsiniz. | Open Subtitles | اسمعي آنسة "دورانت"، يمكنكِ ترك الأمر لي |
| Belki de Matmazel Durrant ve teyzesini bu konuyu tartışmaları için Mösyö J. Baker Wood'la yüzleştirmelisin. | Open Subtitles | ربما يجب أن نحضر الآنسة "دورانت" وعمتها والسيد "ج. بيكر وود" للحديث عن القضية |
| Bayan Durrant'ın minyatürlerle birlikte seyahat ettiğini kim biliyordu? | Open Subtitles | من كان يعرف أن الآنسة "دورانت" في طريقها لتوصيل المنمنمات؟ |
| Wood, Bayan Penn'le veya Bayan Durrant'la hiç karşılaşmadı. | Open Subtitles | كما ترى فإن "وود" لم يقابل الآنسة "بين" أو الآنسة "دورانت" |
| Ayrıca bu üç kişiyi yani Mösyö Wood, Matmazel Durrant ve Matmazel Penn'i bir araya getirmek de benim fikrimdi. | Open Subtitles | وقد كانت فكرتي أيضاً أن نجمع الثلاثة أشخاص السيد "وود"، الآنسة "دورانت"، والآنسة "بين" |
| İyi ki geldiniz, Bayan Penn. Lütfen oturun, Bayan Durrant. | Open Subtitles | كان من لطفك القدوم يا آنسة "بين"، تفضلي بالجلوس آنسة "دورانت" |
| Durrant. Baş Rahibe. Burada yetkili o. | Open Subtitles | دورانت انها رئيسة الدار هي المسؤولة هنا |
| Durrant ve diğer insanların hiç şansı yok. | Open Subtitles | دورانت وبقية العالم لن ياخذوا فرصة |
| Bay Durrant dışarıda satıcılık yapıyor. | Open Subtitles | أن السيد "دورانت" موزعٌ للمُخدرات في الخارج |
| Durrant seni hapishane müdürüne şiddetten rapor etti. | Open Subtitles | "دورانت" أبلغ عنك إلى الحاكم بتهمة العنف |
| Bay Durrant'a dikkat et. Seni pek sevmiyor. | Open Subtitles | فقط إحذر من السيد "دورانت" أنت لست محبوباً لديهِ |
| - Şimdi de Durrant ona polisin peşinde olduğunu söylesin. | Open Subtitles | -حسناً، الآن "دورانت" سيخبرها بأن الشرطة واعية لها |
| Durrant işini kaybeder, sen de burada beş yıl daha kalırsın. | Open Subtitles | "دورانت" سيخسرُ وظيفتهُ وأنت ستبقى هنا لخمس سنوات أكثر |
| Endişelenmeyin, Bayan Durrant. | Open Subtitles | لا تقلقي يا آنسة "دورانت" وابقي هنا |
| Kilidi zorlayarak vakit kaybetmesindense, Bayan Durrant'ın valizini açıp evrak çantasını açmadan kendi valizine aktarması ve kaçması daha basit olurdu. | Open Subtitles | كان سيكون من الأسهل فتح حقيبة الآنسة "دورانت" ونقل العلبة من دون فتحها إلى حقيبته والهرب بدلاً عن اهدار الوقت في محاولة كسر القفل؟ |
| Mary Durrant, Redburn'e yaklaşık 12:10'da vardı. | Open Subtitles | "ماري دورانت" وصلت إلى (ريدبورن) في الساعة الثانية عشر وعشرة دقائق |
| Yarın, Mary Durrant'ı göreceğim. | Open Subtitles | سأذهب لزيارة "ماري دورانت" غداً |