| Bence, tenis temelde pin-pong'dur ama burada oyuncular masanın üstünde duruyorlar. | Open Subtitles | أعتقد أن التنس هو كرة طاولة، ولكن اللاعبون يقفون على الطاولة |
| Uçurumun tam kenarında duruyorlar. Tek yapmamız gereken onları aşağı itmek. | Open Subtitles | إنهم يقفون على حافة الخسارة كل ما يجب علينا أن ندفعهم |
| Golf arabasıyla yaşlı insanların evinin önünde duruyorlar. | Open Subtitles | يتوقفون بعربات الغولف أمام منازل المسنين |
| Kendi bölgeleri olmadığını söyleyip duruyorlar sonra silahlanıp adamlarını yolluyorlar. | Open Subtitles | يستمرون بالقول أنها ليست منطقتهم، ثم يرسلون رجالهم إليها ؟ |
| Yani sonuçta bebeklere üstün körü bakacak olursanız baya yararsız duruyorlar. | TED | فرغم كل شىء، لو أنك نظرت إلى الأطفال في ظاهرهم، فهم يبدون بلا فائدة. |
| O havuz temizleyiciler tam 4 saattir orada duruyorlar. | Open Subtitles | منظفو حوض السباحة واقفون بالخارج منذ 4 ساعات |
| Geride duruyorlar. Kendi çalışanları büyük ihtimalle kim olduklarını bilmiyordur ama varlar. | Open Subtitles | يبقون متخفيين، حتى موظفوه لا يعرفون أنهم هناك على الأرجح، لكنهم هناك |
| Uçurumun tam kenarında duruyorlar. Tek yapmamız gereken onları aşağı itmek. | Open Subtitles | إنهم يقفون على حافة الخسارة كل ما يجب علينا أن ندفعهم |
| Evet ama silah aradıkları yerde değil. Hepsi boş bir hangarın önünde duruyorlar. | Open Subtitles | إنها ليست بالموقع الذي يعتقدون بأنها موجودة إنهم يقفون جميعاً أمام حظيرةٍ فارغة |
| Şimdi sorulması gereken soru şu; neden ellerinde kitaplarla orada duruyorlar? | TED | إذا السؤآل هو، لماذا يقفون هناك وهم يحملون الكتب؟ |
| Saçlarını yapıştırıp orda öylece ayakta duruyorlar sadece hafta sonuna kadar saniyeleri sayıyor, böylece balerine gibi giyimek için yerde dörtde | Open Subtitles | يقفون هناك بتسريحات شعرهم المثبته يعدون الدقائق حتى الاجازه الاسبوعيه حتى يتأنقون مثل راقصات الباليه |
| - Ya da yolda beslenmek için duruyorlar. Söylemek istediğim, gidişatları tahmin edilebilir. | Open Subtitles | أو لأنهم يتوقفون لتناول الطعام فى الطريق الفكرة هى ، إن تحركهم يمكن توقعه |
| BU KIZ DA CİDDEN FACEBOOK SAPIĞI Ha bire mesaj atıp duruyorlar. | Open Subtitles | يبدو أنّهم لا يتوقفون عن إرسال الرسائل النصيّة. |
| Varış; 60 saniye. Sizi sorup duruyorlar. | Open Subtitles | وقت الوصول المقدر 60 ثانية إنهم يستمرون فى طلبك. |
| Aynı şeyi boyna gösterip duruyorlar. | Open Subtitles | أنهم يستمرون في عرض نفس الشئ مراراً و تكراراً |
| Beni deli ediyor. Aynı mezar taşı gibi duruyorlar. | Open Subtitles | يعطينى الزواحف يبدون مثل بلاطات فى مقبرة |
| Acınası duruyorlar. Onlarla konuşabiliriz bence. | Open Subtitles | يبدون مُثيرون للشفقة أراهن على قدرتي للتحدث معهم |
| Onların geldiğini hiç görmüyorsun, fakat aniden yanında duruyorlar sanki zamanın başlangıcından beri oradalar. | Open Subtitles | طريقتهم عندما لا تراهم قادمون فجأة تجدهم واقفون بجوارك ... كما لو أنهم هناك منذ |
| Oldukça uzakta duruyorlar, binden daha azdan onlarca bin hayvana çoğalan bu diğer şeylerden dolayı. | TED | إنهم يبقون بعيداً جداً لأن بقية الحيوانات قد تضاعفت من أقل من ألف إلى عشرات الألوف من الحيوانات. |
| Hayır. aynı şey hakkında yazıp duruyorlar. | Open Subtitles | كلا، إنّهم يواصلون مُراسلتي حول نفس الموضوع |
| - Bana geleceklerinin Kaliforniya'da olduğunu söyleyip duruyorlar. | Open Subtitles | لا ينفكون بإخباري أن مستقبلهم في كاليفورنيا. |
| Baksanıza nasıl duruyorlar. Gidecek hiçbir yerleri yok. | Open Subtitles | انظروا إليهما وهما واقفين هناك، ولا مكان ليقصداه |
| Hala dışarıda dolaşıyorlar... ama ağaçalrın orada duruyorlar ve mesafelerini koruyorlar. | Open Subtitles | مازالوا يلتفون حولنا ولكنهم يحافظون على المسافه داخل حدود الاشجار |
| Bir başka çok satan kitap olacağını söyleyip duruyorlar. | Open Subtitles | ظلّوا يقولون أنّه سيصبح كتاباً آخراً من الأفضل مبيعاً. |
| Onları geri aldığımdam beri.... ... Seline'i sorup duruyorlar. | Open Subtitles | كلّا، لا تنفكان تسألان عنها من استعدتهما. |
| Bana üstlerim bunu söyleyip duruyorlar. | Open Subtitles | ذلك ما يستمرّون بإخباري به في المقر افهمهم |
| Birlikte duruyorlar ve grubun geri kalanını temsil ediyorlar: ''Birlikteyiz. Hep beraberiz.'' | TED | وهما يقفان معاً ليثبتان لبقية الجماعة، "نحن معاً، نحن وحدة". |
| Ama aynı şeyi tekrar edip duruyorlar: "Amerika siyah bir başkana hazır mı? | Open Subtitles | لكن يظلون يقولون الشيء نفسه هل " أمريكا " مستعدة لرئيس أسود ؟ |