| Eğer bütün bu olayı tezgahlayan kişinin ölü olduğu haberi duyulursa, diğer altı mahkum daha da tedbirli davranacaklardır. | Open Subtitles | اذا انتشر خبر الرجل الذي الذي كان العقل المدبر لكل هذا محتمل انه مات، الستة الآخرون سيزيدون من احتياطاتهم بالتخفي أكثر |
| Ve eğer hükümet ajanlarının bir ergen eşşek şakasını araştırdıkları duyulursa birçok veli kaybederiz. | Open Subtitles | و إذا انتشر خبر أن الحكومة تحقق في مزحة مراهقة سيتجاهلنا الكثير من الأباء |
| Ten rengi kozunu kullanırken, birisinin ölümüne neden olduğum duyulursa... | Open Subtitles | كلمةٌ تخرج للعلن بأنني تسببت في مقتل ملوّن ذو نفوذ |
| Cady'nin o herifleri nasıl patakladığı duyulursa... üç tane yeni adam bulmak zor olur. | Open Subtitles | لو إنتشر الخبر كيف إستطاع كادي التخلص من هؤلاء الحمقي فسوف يكون من الصعوبة بمكان أن نجد أناسا أخرين للعملية |
| Öldüğünden emin değiliz. Olay duyulursa bizi kısıtlarlar. | Open Subtitles | نحن لم نتأكد من موته ولو علم أحد فستغلق الحدود |
| Eğer bu duyulursa, asilere senatoda sempati duyulmasına yol açabilir. | Open Subtitles | إذا تسربت أخبار عن هذا قد يتعاطف مجلس الشيوخ مع التمرد |
| Eğer bu duyulursa kaç kişinin zarar göreceğini biliyor musun? | Open Subtitles | .. هذا ليس عني انتي تدركي كم من الناس سيجرحوا اذا انتشر هذا الأمر |
| Eğer bu duyulursa kaç kişinin zarar göreceğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تدركي كم من الناس سيجرحوا اذا انتشر هذا الخبر ؟ |
| Ne aradığımız duyulursa geçen seferki gibi üstünü örtebilirler. | Open Subtitles | إن انتشر خبر ما نبحث عنه فقد يوقفوننا كما فعلوا المرة الماضية |
| Ne aradığımız duyulursa geçen seferki gibi üstünü örtebilirler. | Open Subtitles | إن انتشر خبر ما نبحث عنه فقد يوقفوننا كما فعلوا المرة الماضية |
| Bu küçük yaramazlığınızı duyulursa iki ülke için de bir utanç kaynağı olur. | Open Subtitles | إن انتشر خبر هروبك فسيكون إحراجا لكلا دولتينا |
| Pis işlerinizi yasak silah kullanan bir şirkete yaptırdığınız duyulursa, sorumlusu sen olursun. | Open Subtitles | عندما يخرج الأمر للعلن بأنك وظفت شركتةً للقيام بأعمالكم الفاسدة تستعمل أسلحةً غير قانونية |
| Eğer olay duyulursa Amerika altın rezervinin ifşa olduğu banka sistemlerimizi alt üst eder. | Open Subtitles | إذا خرجت للعلن ، بان إحتياطي الذهب الامريكي قد تم إختراقه فإنه سيعيث الفساد في نظامنا المصرفي |
| İlişkimin olduğu bir ortağı işe aldığım duyulursa... | Open Subtitles | لو ظهر للعلن أنّني قمت بتعيين شريك كنت على علاقةٍ معه |
| Sakın kimseye söyleme. duyulursa biterim! | Open Subtitles | حسنٌ, لا تخبري أحداً إن إنتشر الأمر فقد قُضي أمري. |
| Onu bulduğumuz duyulursa hayatı tehlikeye girebilir. | Open Subtitles | "إذا إنتشر خبر وجودها لدينا، قد تكون في خطر." |
| Laurel, bu duyulursa ben biterim. | Open Subtitles | ،لوريل)، إذا علم أحد بهذا) أنا منتهي |
| Eğer bu haber duyulursa, | Open Subtitles | لو تسربت أخبار كهذة |
| Eğer duyulursa, kariyerimin biteceğini düşünüyordum. | Open Subtitles | إعتقدت بأنه لو عرف أحد بهذا الأمر فستنتهي وظيفتي |
| Bu duyulursa onu koruyamayız. | Open Subtitles | .إن تسرب خبر عودته، فلن نتمكن من حماينه |
| duyulursa atılırım. Hayatım biter. | Open Subtitles | إذا خرج هذا سأطرد أنا وتكون حياتي قد إنتهت |
| Bu duyulursa, güvenilirliğin kalmaz uğruna çaba sarf ettiğin her şey mahvolur. | Open Subtitles | وإن أصبحت هذه العلاقة علنية فستدمر مصداقيتك، وكل شيء عملت من أجله |
| Bu duyulursa işim biter | Open Subtitles | إذا تسرب هذا الأمر، فسوف أنتهي. |