| Fakat Eğer öyle değilse durum nasıl olacak? Ve nasıl bunu kabul edip herkese yetecek bir sistem yaratabiliriz? | TED | مالذي سيحدث إذا كان هذا ليس هو الحال؟ وكيف يمكننا تقبّل ذلك وإيجاد ما هو في الواقع أكثر حفاظا على الجميع؟ |
| Peki, Eğer öyle istiyorsan. İyi geceler. | Open Subtitles | حسناً ، إذا كان هذا ما تشعرين به طابت ليلتك |
| Eğer öyle düşünüyorsan çeneni kapasan iyi olur. | Open Subtitles | انظرى، إذا كان هذا كل ما فى رأسك فالأفضل أن تغلقى فمك |
| Sadece düşünebileceğin şey hakkında mantıksal bir sonuç çıkarımı yapıyorum tabii Eğer öyle düşünüyorsan. | Open Subtitles | هو فقط امر منطقى لما رأيتى ماذا تعتقدين , اذا كان هذا غير حقيقى ما تفكرين بة فى الحقيقة , لايمكننى التفسير افضل من ذلك |
| Bende Eğer öyle olsaydı, Bizi kör yapmazdı dedim... | Open Subtitles | ولكني سألته لو كان كذلك إذا لماذا خلقنا ضرار |
| Eğer öyle hissediyorsan, silah senindir. | Open Subtitles | طالما هذا هو شعورك بخصوص هذا الأمر البندقية لك |
| Eğer öyle değilse bile, her zaman bunun doğru olmasını ümit edeceğim. | Open Subtitles | إذا كان هذا غير صحيح فسأتمنى دائما أن تفعل |
| Eğer öyle düşünüyorsan, o zaman sen de gerçek bir hasta değilsin. | Open Subtitles | إذا كان هذا شعورك، فأنت لستِ بمريض حقيقي |
| Eğer öyle hissediyorsan gitmelisin. | Open Subtitles | إذا كان هذا هو ما تشعر به ، عليك أن تذهب. |
| Eğer öyle bir şey arıyorsan, şuradaki mavili adamla denemelisin şansını. | Open Subtitles | إذا كان هذا ما تبحثين عنه ،فالرجل الذي يرتدي الأزرق هناك هو أفضل رهان. |
| Eğer öyle olsaydı, bu çalışmayı yürütemezdin. | Open Subtitles | لما كنت أجريـــت دراســـتك هذي إذا كان هذا هو الحال. |
| İşleri senin için kötüleştirdiğimden Eğer öyle yaptıysam. | Open Subtitles | لأني جعلت الأمور تسوء عليك إذا كان هذا مافعلته |
| Eğer öyle olsaydı... seninle evlenmezdim. | Open Subtitles | لم أكن لأتزوجك... إذا كان هذا هو السبب... |
| Eğer öyle olması gerekiyorsa, ne olacaksa olmalı. | Open Subtitles | إذا كان هذا مقدراً، فحينها... أظن أن أياً ما يحدث، يحدث |
| Eğer öyle olması gerekiyorsa, ne olacaksa olmalı. | Open Subtitles | إذا كان هذا مقدراً، فحينها... أظن أن أياً ما يحدث، يحدث |
| Eğer öyle olsaydı sence eski eşi daha başarılı birini bulmaz mıydım? | Open Subtitles | إذا كان هذا ما أُريده، ألا تظن بأني سأجد إمرأة... بزوج سابق أكثر نجاحًا؟ |
| Eğer öyle gerekirse. | Open Subtitles | إذا كان هذا ما يتطلّبه الأمر .. |
| Eğer öyle olsaydı Batı ülkeleri şu anda elçiliklerini çekmiş olurdu. | Open Subtitles | إذا كان هذا كان بلد غربي... ... سفارتهم لظل حصلت شعوبها بها الآن. |
| Anlatayım, Eğer öyle olsa, kıçımı öpebilirsin! | Open Subtitles | لأننى سأقول لك اذا كان هذا قبل مؤخرتى |
| - Eğer öyle diyorsan. - Bunu kabul etmiyor musun? | Open Subtitles | اذا كان هذا رأيك - هل تعارضه ؟ |
| Ama bu bir yarışma değil. Eğer öyle olsaydı, ...ben kazanırdım ve bu sana haksızlık olurdu. | Open Subtitles | لكنّه ليس منافسة، لأنّه لو كان كذلك لفزتُ أنا، و لن يكون عادلاً بالنسبة لك |
| Eğer öyle düşünüyorsan neden kanımı alıyorsun? | Open Subtitles | طالما هذا ما تؤمن بهِ، فلمَ عساكَ تأخذ دمائي؟ |